Billur Kalkavan’ın ardından

Şöyle bir gezindim, yeniden, tekrar dinledim onu.

Biraz da notlar aldım dediklerinden.

“Kadınların yönettiği ülkeler çok daha barışçıl yaşıyor” diyordu mesela.

“Ama bu mücadeleyi erkek gibi değil kadın içgüdüleri yapmalıyız, bırakın eril olmayı, bırakın erkeklerle mücadeleyi de” diyordu.

“Mars’a gideceğinize o kaynakları Dünya’yı daha iyi bir yer yapmaya yatırır mısınız” diyordu.

“Hayvansız büyümek büyük bir empati eksikliği, her evde hayvan olmalı, hamile kalana evine hayvan al diyor Avrupa’da” diyordu.

Ne de güzel diyordu.

Kulaklara küpe olması gerektiğine inandığım cümleleri ise hastalığının ardından verdiği bir röportajda söyledi.

Alma verme dengesinden bahsetmişti ve bu dengeyi beceremediğini şöyle söylemişti:

“Hep vermeye çalışmışım ama birisi bana bir şey vermeye kalktığında almamışım. Bir sürü şeye kızmışım, üzülmüşüm ve içselleştirmişim.

Orman yangınlarına, hayvanlara, çocuklara, kadınlara yapılanlara... Duyarlı olmakla duygusal olma arasındaki dengeyi kaçırmışım. Neşemle her şeyi aşarım sanmıştım. Duygularınıza dikkat edin.

Her şey halledemezsin ki. Tavsiyem şu, çare olamayacağın şeylere üzülmeyeceksin.”

İyiler, hassas kalbi olanlar neden çabuk gidiyor diye düşünmeye gerek kalmıyor aslında bu sözlerinin ardından.

İyiler, empati yapanlar, hissedenler çekiyor çünkü bu dünyanın yükünü.

Fark etmeseler de, göstermemeye çalışsalar da ağır geliyor işte.

Kedisinin yanına gitti

18  yıllık kedisi Korsan’ı bu yılın başlarında kaybetmenin üzüntüsünü yaşamıştı Billur.

Şimdi Korsan’ın ve hayatından geçen diğer pek çok minnoşun yanına gitti.

Hayvanseverleri diğer dünyada tüylü dostlarının karşılayıp, birlikte çok mutlu olacaklarına dair bir inanç var içimde.

Billur’un da orada mutlu olacağına inanıyorum. Seni çok seviyorum canım arkadaşım, canım Billur’um, sadece bende değil eminim herkeste hep güzel hatırlanacaksın.

Ava giden avlandı

Fransa’da yaban domuzu avına çıkan 69 yaşındaki bir İngiliz kadın aynı ekipteki bir diğer avcı tarafından göğsünden vuruldu.

Hastaneye kaldırmışlar ama kurtaramamışlar!

Geçtiğimiz şubat ayında da yine Fransa’da ormanda yürüyüş yapmakta olan 25 yaşındaki bir kadın genç bir avcının tüfeğinden çıkan saçmaların vücuduna isabet etmesi sonucu hayatını kaybetmişti.

Fransa’da avcılık sorgulanmaya başladı neyse ki.

Umarım avcılık yasaklanır.

Sadece Fransa’da değil tüm dünyada.