Paylaş
(Öncesinde Model grubunun konseri olduğunu da hatırlatayım.) Vizyon tarihi ise bu cuma.
Jim Carrey ve penguenlerinin başrolde olduğu “Ba-bamın Penguenleri”nden (Mr. Popper’s Penguins) bahsediyorum.
Filmde hem hayvan sevgisi hem de Amerikan stüdyo filmlerinin vazgeçilmezi olan aile birliği mesajı var.
Aile olmanın güzelliklerinin altı klişelerle dolu kalın kalemlerle çizilmiş.
Sıradan bir film diyebilirim “Babamın Penguenleri” için.
Ama diğer yanda çok cesur bir söylemi de var.
“Babamın Penguenleri”, açık açık, çekinmeden, hayvanat bahçesi karşıtı bir duruş sergiliyor.
Hayvanat bahçelerindeki hayvanların aile yapıları, mutlulukları ve iyilikleri düşünülmeden birer meta gibi hapsedildiklerini açıkça dile getiriyor.
“Babamın Penguenleri”, sıradan bir aile komedisi belki ama anlattıklarıyla son derece cesur ve sağlam bir film.
İzlenmeyi ve ayakta alkışı fazlasıyla hak ediyor.
Havaalanlarındaki tehlike
Somali’ye giden THY uçağının zorlu inişinin arkasında yatan nedenin, piste giren dört köpek olduğu ortaya çıktı. Pilot, köpeklere çarpmamak için sağa yönlendirince uçağın kanatları ağaçlara çarpmış.
Geçmiş olsun tabii, neyse ki ucuz atlatmışlar.
Köpeklere çarpmayan pilota da ayrıca sempati duyduğumu söylemeden geçemeyeceğim.
Neyse, buradan yola çıkarak bu tip olaylar sadece Somali’de olmuyor diyeceğim. Örnekler çok ve çeşitli.
1995’te Alaska’dan havalanan bir uçak kaz sürüsüne giriyor. İrtifa kaybeden uçak düşüyor ve 24 kişi hayatını kaybediyor.
Yıl 2002, Kanada’da La Ronge Havaalanı’nda bir uçak inişte geyiğe çarpıyor. Neyse ki uçaktakiler kurtuluyor ama geyik ölüyor.
Uçakların kuşlarla temasının yüzde 40’ı iniş ve kalkışlarda gerçekleşiyor. Yüzde 70’i ise 500 feet’te oluyor. Ama kuşların uçakla teması sadece alçaklarda değil, yükseklerde de devam etmekte. Bu konuda dünya rekoru 37 bin feet! Sadece kuşların uçaklara verdiği yıllık zarar ise 1.2 milyar dolar civarında.
Yolcu uçaklarının çoğu kuşa çarptığında uçuşa devam edebiliyor. Ancak sürüler söz konusu olduğunda durum farklı.
Havaalanlarında kuşları uzaklaştırmak için özel kuş kovucu sistemler var.
Ama Türkiye’de bunları kullanan havaalanları sayılı.
Sadece bu sistemleri kullanmakla kalmamalı, alanların yakınlarında tarımsal ürün yetiştiren tarla, sera gibi yerlerin de mümkünse kapatılması gerekiyor.
Bu yılın başında Van’daki Ferit Melen Havaalanı yakınlarındaki sazlıktan havalanan kuş sürülerinin nasıl bir tehlike yarattığını görmüştük. Sazlığa yakın bu alanda kuş kovucu sistem de yoktu üstelik.
Somali’de piste köpek girmesi gibi uç bir örnekten yola çıkarak havaalanlarımızdaki hayvan kontrolünün gerekliliğini hatırlatmakta fayda var.
Çocuk ve kariyer zormuş
Şarkısı bile vardı. Nil Karaibrahimgil söylemişti; çocuk da yaparım kariyer de.
Ama hem çocuk yaparım hem de kariyer olmuyormuş işte. Olsa da zor oluyormuş.
Haberi okudunuz... Amerika’da yapılan araştırma hem işine hem çocuğuna düşkün kadınların depresyona yatkın olduğunu kanıtladı.
Valla aslında araştırmaya da gerek yoktu, iki kere iki dört sonuçta. Bir koltukta iki karpuz taşımaya kalkarsan ya birini düşürür patlatırsın ya da taşımaya çalışırken altında ezilir, harap olur, çökersin.
Mutsuz olur, sıkıntıya, depresyona girersin.
Hayat paylaştıkça güzel.
Kariyer de yapın çocuk da ama sorumlulukları yayın. Başınızdaki işleri eşe ya da yakınınızdakilere devretmek galiba en iyi çözüm.
HAÇİKO diyor ki
Öncelikle Kayserili hayırseverlere, olmazsa tüm Türkiye’ye sesleniyorum. Yavru Sibirya kurdu Ares trafik kazası geçirip felç oldu.
Sahipleri onu uyutmak istedi. Neyse ki veteriner İsmail Şentepe, Ares’e bakabilecek gönüllüler olduğunu söyleyerek onları bundan vazgeçirdi. Ona yaşam hakkını geri verecek birilerini arıyor.
İsmail Bey’in telefonu 0532 6096888-0352 2354432.
Paylaş