Paylaş
Bir de kedimiz vardı, adı Civciv, ona sonra geleceğim.
Altın Kelebek yarım asır olmuş, 50 yıl, dile kolay. Benim de bu yıl Hürriyet’te 32’nci yılım. Bu da dile kolay. Rahmetli Orhan Olcay zamanında tanışmıştım Selim Akçin’i. Nasıl da devirmişiz onca yılı. Pazar günü aynı masada yine birlikte olmanın sevincini, huzurunu, güvenini yaşadım. Büyük patron, can dost Selim Akçin, iyi ki varsın.
Ve tabii canım Arzu Akbaş Zor ve tüm ekip arkadaşlarım, ne güzel bir aileyiz ve ne büyük mutluluk ki 50’nci yıla birlikte giriyoruz.
EDİZ HUN’DAN KARDEŞLİK ÇAĞRISI
Yılları geride bırakmış bir gazeteci olarak masadaki neredeyse herkesle bir anım var diyebilirim.
Şerif Sezer’le, “Asmalı Konak” ve Antalya Altın Portakal zamanlarından ne günlerimiz olmuştu. Ediz Hun, Ekim 2014’te Antalya’da yaptığım röportajda “Bu ülkede yaşayan tüm insanların birbirine kardeşçe yaklaşmasını diliyorum. Dost olalım. Kavgayı bırakalım” demişti.
Jüri toplantısı sonrası doğum günü kutlaması sırasında şöyle konuştu: “Kıskançlık yok aranızda, hepiniz güzellikler içinde yaşıyorsunuz. Bu beni çok mutlu etti. Hep destek, birliktelik, kardeşlik, sevgi kucaklaşmaları sizde mevcut. Bu benim için çok önemli bir deneyim oldu, yolunuz açık olsun hepinizin.”
Demek ki yıllar içinde dilekleri ve öncelikleri değişmemiş.
CİNEMANİA’NIN İSİM BABASI EMRE
Ozan Doğulu ve Demet Sağıroğlu jürinin genelde sessiz ama doğru zamanlarda nokta atışı yorumlarla kader değiştiren isimleriydi.
Ozan Doğulu, Burak Kut’la düet yaptığım Fikret Kızılok şarkısı “Aşk Var Ya”yı aranje edeli 15 yıl olmuş. Sonra ara sıra görüştük ama şimdi görünce nasıl bu kadar uzun zamandır uzak kaldık acaba dedim. Bir an önce bir araya gelinecek.
Canım Emre Altuğ, Kanal D’de 10 yıldan fazla devam eden “Cinemania”nın isim babası. Civciv’e o güzel enerjisini yolladı sağ olsun. En kısa zamanda canlı canlı izlemeye gideceğim, sahnesini çok özledim.
Sinan Akçıl da önümüzdeki yıl 15’ine girecek olan HAÇİKO’nun, yani Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği’nin açılımının isim babası. Birden fazla ‘Altın Kelebek’li arkadaşım, kelimelerdeki ustalığını yine konuşturmuştu o zamanlarda. Airdrop isminin Grammy olduğunu da fotoğraf alışverişinde öğrendim, aldığı gün de birlikte oluruz inşallah.
HAÇİKO demişken, sıra gelsin Damla Sönmez’e. Orkun Ün’ün ısrarıyla sahiplendirmek üzere jüri toplantısına getirdiğim Civciv isimli kediye en fazla sahip çıkanlardan biri de sevgili Damla’ydı. Samimi, içten desteğini hiç unutmayacağım.
SALİH BADEMCİ İLE VENEDİK
Büşra Pekin ve Salih Bademci’yle arama Savaş Özbey’le Orkun Ün girdi, neyse ki onları toplantı sonrası yakaladım da sohbet ettik.
Salih ve Orkun’un Venedik Film Festivali’ndeki anılarını dinledikçe “Ama beni neden almadınız” cümlesini tekrarlayıp durdum, seneye kaçamazlar ben de geliyorum.
Sevgili Berna Sağlam’la izlemekten en keyif aldığımız iki jüri üyesi Şerif Sezer ve Ferhat Göçer’di. Şahane bir ikiliydiler ve oylara doğru yerlerde doğru müdahalelerde bulundular.
Geleyim Civciv’e... Civciv’in jüri toplantısına gelme sebebi Orkun. “Getir, mutlaka sahiplendiririz” dediği için sabah yola Civciv’le çıktık.
Ferhat’la sahiplendiremeyiz, eve Civciv’le döneriz diye konuşuyorduk, ki aynen öyle oldu.
Jürimizde evinde kedi, köpeği olmayan kimse yok. Hatta hem kedi hem köpek aynı evde bakanlar var. Bizdeki kedi sayısı 32 ama jürimizde de birden fazla kedi, köpek bakan kişiler fazlaydı.
Uzun lafın kısası, Civciv hâlâ bende. Ameliyatlı olduğu ve diğer kedilerimden şiddet gördüğü için şimdilik evdeki küçük odada kalmaya devam ediyor.
Buradan jüri arkadaşım Selim Bayraktar’a geleceğim.
Çünkü Civciv’in ya da onun gibi iyileşmekte olan kedilerin, sokak hayvanlarının muhtemel yeni evlerinin anahtarını bana veren o oldu.
SELİM BAYRAKTAR: “MS HASTALARI KEDİYLE İYİLEŞİYOR”
Civciv 8 aylık bir erkek kedi. Onu bulduğumda zor nefes alıyordu.
Muhtemelen karnına tekme atılmış, iç organları neredeyse yer değiştirmişti. Murat Özhavala hocamız zorlu bir diyafram fıtığı ameliyatı gerçekleştirdi.
Civciv şimdi iyileşme döneminde ve böyle bir ameliyat sonrası geri sokağa gidemez, çünkü bir travma daha kaldıramaz.
O nedenle onu sevecek, severek iyileştirecek bir aileye ihtiyacı var.
İşte bu noktada Selim Bayraktar girdi devreye. Bir kediyi iyileştirmenin, insanı iyileştirdiğini söyledi.
Ve bana bu konuyu bilimsel olarak açıklayan şahane bir makale gönderdi.
Selim’e sonsuz teşekkür ediyor, size de hayatınızı iyileşme aşamasındaki bir sokak canıyla paylaşmanızı öneriyorum.
Paylaş