Açlık Oyunları ve Alacakaranlık

Gençlik edebiyatının beyazperdedeki yeni temsilcisi “Açlık Oyunları”nın (The Hunger Games) Twitter sayfasında 370 bin takipçisi olmuş.

Haberin Devamı

“En sevdiğiniz karakteri yazın”, “Filmi bir kereden fazla izleyecekseniz bu tweet’i retweet yapın” gibi girişlerle interaktiflik sağlıyorlar.
Bir de tabii filmle ilgili övgü dolu yazıları paylaşıp duruyorlar.
Pazarlama için gayet doğru bir yöntem.
“Açlık Oyunları”ndan önceki gençlik fenomeni “Alacakaranlık”ın (Twilight Saga) Twitter takipçi sayısı son baktığımda 870 bin civarındaydı. Facebook’ta ise 30 milyon hayran sayısını aşmış durumdalar.
Yıllardır hayatımızda olan “Alacakaranlık”ın vizyona yeni giren “Açlık Oyunları”ndan önde olmasında zaman avantajının rolü büyük tabii.
Bu iki serinin de ateşli takipçileri var. Birini övdüğünde diğeri parlıyor. Hatta karşılaştırmalara bile dayanamıyorlar.
İki filmin hayranları da Twitter’daki hesabımdan yazdıklarıma bozuluyor ama korktukları burada da başlarına gelecek ne yazık ki...
“Açlık Oyunları” ve “Alacakaranlık” serilerinin benzerlikleri ve ayrıldıkları noktalar, perşembe günü Kelebek’te, bu köşede olacak.

Haberin Devamı

Otur, sıfır!

Eurovision’a din engeli! Can Bonomo’nun adaylığı Yahudi olduğu için iptal edilmiş cümlesiyle önce Twitter’a sonra da basına yayılan yalan haber, bir master öğrencisinin ödeviymiş meğerse.
Barcelona Autonoma Üniversitesi’nde okuyan zeka küpü (!) Gülin Topaç, yaratıcılık dersinde kendisine verilen “Twitter’da nasıl TT (Trending Topic) yaratılır” konulu ödevine Bonomo’yu konu etmiş.
“Ne de olsa gündem-deydi” diyor bir de.
Yaratıcılık ne zamandan beri gündemdeki kişi hakkında yalan haber yaymak oldu?
Üstelik gündem dediği uluslararası bir yarışmadaki temsilcimiz.
Zarar verir miyim, vermez miyim diye düşünmeden Twitter’a yazan bu master öğrencisine olsa olsa “Otur, sıfır!” denir.
Bir de bu haberi ciddiye alıp yayanlar var ki oraya hiç girmeyeyim.
TRT ya da Can Bono-mo dava açsa yeridir.

Adanın atlarına güvenli emeklilik

Çocukluğum ve gençliğim, at arabalarıyla çöp toplayanlarla kavga ederek geçti.
Ağzına kadar dolu arabaları çekmekte zorlanan zayıf, sıskacık atlara bir de sopayla vururdu bazıları çünkü.
O günden beri hayalimdi bu adamlara araba alıp, atları da ömürlerinin sonuna kadar özgür ve rahat yaşayacakları arazilere salmak.
Hayalimi Büyükada atları için Ulaştırma Komisyon Merkezi gerçekleştiriyor.
Adalarda faytonlar yerine akülü faytonların kullanılması gündemde.
Sonuna kadar destekliyorum bu fikri.
Ama bazı çekincelerle...
Birincisi, yıllardır bu işle geçimini sağlayan fayton sahipleri mağdur edilmemeli.
İkincisi de adanın yokuşlu yollarında ağır iş yapan atlara kalan ömürlerinde huzurlu bir emeklilik sağlanmalı.
Bu iki konuda HAÇİKO olarak takipte olacağımızı belirtmek isterim.

Haberin Devamı

15 saatlik belgesel!

Biliyorsunuz, bu yıl filmlerde sinema tarihinde gezinmek moda.
Altın Küre ve Oscar’da kapışan “Hugo” ve “Atrist”ten, “Hugo” Georges Melies’ye kadar uzanmış, “Artist” ise sesli filmden sessize geçişi perdeye taşımıştı.
31 Mart’ta başlayacak olan 31. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde bu temayı devam ettiren filmler bulmak mümkün.
Bunların en önemlisi de dünya prömiyerini Toronto Film Festivali’nde yapan 15 beş saatlik görkemli belgesel “The Story of Film: An Odyssey” (Filmin Hikayesi: Uzun ve Maceralı Bir Yolculuk).
Yönetmen Mark Cousins’in beş yılı aşkın bir çalışması sonucunda dünya sinema tarihini bütünüyle gözler önüne seren 900 dakikalık belgesel, izleyenleri Yılmaz Güney’in “Yol”undan, Michael Curtiz’in “Casablanca”sına, Victor Fleming’in “Gone With The Wind”ından Charlie Chaplin, Gus Van Sant, Bernardo Bertolucci filmlerine uzun bir sinema yolculuğuna çıkaracak.
İzlemek isterseniz, 6-7 Nisan ya da 14-15 Nisan hafta sonlarında, Pera Müzesi’ndeki gösterimleri kaçırmayın.
Hem 15 saatlik bir film izleyerek bir rekora da imza atmış olursunuz.

Haberin Devamı

Angelina’nın umurunda değil!

Angelina Jolie’nin Oscar törenindeki bacak şovu sosyal medyada alay konusu olmuştu.
Dalga geçince kendini bir şey sanan internetbaşı eleştirmenleri kendi kendilerine gelin güvey olmuş meğerse.
Jolie açıkladı; “İnterne-te girersem ve kendimle ilgili bir şey görürsem tıklamıyorum bile. Çevremdeki insanlar da gerçekten bu tip boş şeyleri konuşmuyor.”
Ne diyeyim, Angelina Jolie ve çevresindekiler gayet iyiler ve 1-0 öndeler.

Yazarın Tüm Yazıları