40 liralık ayrana rakip var

Çağla Şıkel, Bodrum’da 40 liraya ayran içtiğinden söz etti.

Haberin Devamı

“Yaz soygunu” gözüyle baktık, “Yok artık” dedik, ayıpladık.
Benzer bir durumu Kıbrıs Ercan Havaalanı’nda yaşadım.
Bir sütlü kahve için 24 lira verdim.
Gaziantep’te Gramofhan adlı mekanda kahveyi 50 liraya satıyorlar ama en azından içtiğiniz fincanlar dünyanın dört bir yanından toplanmış, antika değerinde bir koleksiyona ait.
Ayrıca bir müze gibi tasarlanmış mekanda, eski plakları dinlerken özel berjerlerde içiyorsunuz kahvenizi.
Hani atmosferi satıyor aslında Gramofhan.
Belki biraz Bodrum gibi.
Kıbrıs’taki ise bildiğiniz havaalanı dükkanı.
Hiçbir özelliği, güzelliği, ayrıcalığı yok.
Bilemedim yani, havaalanında bu paraya sütlü kahve, Bodrum’da 40 liraya ayrandan daha vahim bir durum galiba.
Cam ve pet şişeden orman yangını
Hava sıcak, rüzgar çok, çıkan orman yangınları maalesef ciddi zararlar vermeden kontrol altına alınamıyor.
Yanmış ağaçların, hayvanların fotoğraflarını gördükçe kahroluyoruz.
Yangının sadece alev ve göğe yükselen dumanlardan ibaret olmadığını, o anlarda pek çok canlının da diri diri yandığını bilmek insanın boğazını düğümlüyor gerçekten de.
Kimi arazi açmak için bilerek çıkarılıyor kimi de dikkatsizlik sonucu çıkıyor bu yangınların.
Geçenlerde Emre Altuğ ile yaptığım röportajda, daha önce bilmediğim bir yangın nedeni daha öğrenmiştim.
Sizlerle de tekrar paylaşmak istiyorum.
İçinde su olan pet ve cam şişeler, güneş altında kaldığında mercek gibi ısıyı odaklıyor ve yangına neden oluyor.
Ve ne yazık ki yangınların bir kısmi doğaya atılan bu şişelerden kaynaklanıyor.
Pet ve cam şişelerin en az sönmeden atılan izmaritler kadar yangın tehlikesi yarattığı halk arasında bilinmiyor.
Keşke şişelerin üzerinde böyle bir uyarı olsa, sadece “güneşten koruyunuz” yazmasa “yangın tehlikesi yaratır” da yazsa.
Yol kenarlarının, piknik alanlarının pet ve cam şişe mezarlığı olduğunu düşünürsek, hem çevre kirliliğini önlemek hem de yangına karşı önlem almak adına bu bilgiyi yaymakta fayda var.
Uçakta da kemer ses getirdi
Hadi itiraf edelim, uçaklarda neden kemer takıyoruz ki diye düşünmüşüzdür hepimiz.
“Uçakta kemer takılı olsa da olmasa da ölürsün” kafasının önüne geçmek zor olduğundan hostesler tek tek gezip kontrol ederler kemerleri.
Hostes gider gitmez kemerini çözeni çok gördüm ben.
Ama Bodrum’da yaşanan son olayda sadece arabada değil uçakta da kemer takmanın önemi ve gereği net bir şekilde anlaşıldı.
Bir helikopterle çarpışma tehlikesi geçiren THY uçağında, pilot Hüdaverdi Atasoğlu’nun anında ve doğru müdahalesi ile büyük bir kazanın önüne geçildi.
O uçakta bulunan yolcular arasında olan Metin Arolat, Instagram’a koyduğu videoda yolcuların ani frenle öne savrulduğunu söyledi.
Böyle bir frende, takılan kemerler sayesinde ciddi sakatlıkların önüne geçildiği ortada.
İçişleri Bakanlığı’nın bayram trafiğinde ölümleri azaltmak için başlattığı “Hayatı korumak için senin de kemerin ses getirsin” kampanyasını beğenmiştim.
Bodrum’da havaalanında yaşanan bu olayla, kemer takmanın her yerde önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı.
Unutulmaz bir film repliği
- Neden gözün kapalı yürüyorsun?
- Bütün yolları ezberledim.
- Ama düşebilirsin.
- Bütün düşüşleri de ezberledim.
(Karanlıkta Dans - Dancer in the Dark)



 

Yazarın Tüm Yazıları