Paylaş
Öncelikle tebrik ediyorum.
Ve Selda Alkor röportajının kalanıyla sizleri başbaşa bırakıyorum.
Hayat mottonuz nedir?
- Sevginin çözemeyeceği hiçbir şey yoktur.
Öyle mi gerçekten...
- Tabii, en basitinden diyelim ki size çok kötü bir şey yazıyorlar. Onun karşılığında hemen siz fevkalade cümlelerle ama alay etmeyerek gerçekten içinizden geldiği gibi bir iki satır yazın bakın görün. Ya cevap verilmeyecektir bir daha ya da gelen cevap son derece özürlü olacaktır. Ben Konya doğumluyum, Mevlana felsefesi benim ana felsefem diyebilirim. Tabi ki onun derinliğine inmek haddime düşmez ama ben insanları seviyorum. Canlı olan her şeyi.
Bir dizi ile hayatımıza öyle bir girdiniz ki, unutamadık. Hanımağa olmak nasıl bir duygu?
- Türk kadının mücadele verdiği bir dönemde Hanımağa tiplemesi çok faydalı oldu. Gurur duyduğum bir iştir o.
Siz hanımağaya benzer misiniz?
Hiç benzemem. Yumruğumu masaya vurmak değil belki ama dediğimde ısrarcı olmak konusunda ilerleme kaydettim. Bazen eşim bana ‘Hanımağa bakışları atıyorsun yine’ diye takılıyor.
Ama sizin o bakışlar da hep çok şey söyler...
- Ben gözleriyle konuşan bir oyuncuyum, derdimi onlarla anlatıyorum.
Sizi bir süredir sinema ve televizyonda izleyemiyoruz. Ne kadar oldu ayrı kalalı?
Kösem Sultan biteli iki yıl oldu. İstiyorum yeniden oyunculuğa dönmek.
Hadi çağıralım o zaman, belki istediğiniz rol gelir yakın bir zamanda?
Ben duygusal rollerin insanıyım. Ama bugüne dek hiç komedi yapmadım. Belki durum komedisinde çok başarılı olabilirim. Bilmiyorum. İstiyorum tekrar kamera karşısına geçmek.
Selda Alkor böyle konuşmuştu röportajımızda.
100 yılın dramadaki ödüllü oyuncusunu drama olsun, komedi olsun fark etmez, iyi bir rolle yine beyazperdede ya da ekranlarda görmek istiyoruz.
İnanç, güven ve umut
Selda Alkor pek çok sosyal sorumluluk projesinde yer aldı.
Meme kanseri, rahim ağızı kanseri, organ bağışı, işitme engelli çocukları içine alanlar bunlardan bazıları.
200 meme kanserli kadının hikayesini aldılar, bunların içinden en etkileyici 50 taneyi seçtiler ve sağlık bakanlığı ile birlikten bunu kitap haline getirdiler. Önsözünü Selda Alkor yazdı.
Tam bir hayat dersi o önsöz. İnanç, gücen ve umudu o kadar güzel anlatıyor ki:
“Köyde kuraklık varmış, yağmur yağmıyormuş, bütün köylüler yağmur duasına çıkmışlar.
İçlerinden bir tanesi şemsiye almış.
Bu inancı gösterir, bir tek o inanıyor yağmur yağacağına. Çocukları babaları alır, havaya atar, tutar, ne anne ne de etraftakiler aman yapma demez.
Çünkü güveniriz, tutacağını biliriz. Güven çok önemlidir.
Gece yatarken hepimiz ayrı bir hikaye ile yatarız, ertesi gün için planlar yaparız.
Bu da umut etmektir.
Demek ki insanın hayatta inancı, güveni ve umudu olmalıdır ve bu çok önemlidir.”
Herşeyden Önce Eğitim
Geçen hafta Qatar Airways hosteslerinin evlilik ve hamilelik durumları ile ilgili sıkıntıları dile getiren bir yazı yazmıştım.
Qatar havayollarından şu açıklama geldi:
“Kabin görevlileri bekar olmak veya bekar kalmak zorunda değildirler. İş kontratları, birçok Körfez Ülkesi şirketlerinin kontratlarında olağan bir terim olan ‘bekar statü’ terimini kullanır.
Ayrıca, kabin görevlileri evlenmek için izin almak zorunda değildirler.
Diğer birçok havayolu şirketinde olduğu gibi, Katar Sivil Havacılık Otoritesi de, çalışanın sağlık ve emniyeti açısından hamile kalan kabin görevlisinin bu durumu bildirmesini zorunlu kılar.
Hamilelikten dolayı uçamayacak olan veya farklı bir nedenden dolayı lisansını devam ettiremeyecek olan kabin görevlileri için kendilerine uygun yer görevleri bulunması konusunda danışmanlık hizmeti verilir.”
Güzelmiş.
Ama daha güzel olanı Education Above All (EAA) (Her Şeyden Önce Eğitim) projesi.
Tüm dünyada 58 milyondan fazla çocuk temel eğitimden yoksun yaşıyor.
EAA’nın hedefi ise 2015/16 yılında 10 milyondan fazla çocuğa ulaşmakmış.
Paylaş