Yeminli Atatürk düşmanı

GÜN geçmiyor ki "ısırgan dilli" Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in bir sözü, yeni bir marifeti kamuoyunu işgal etmesin...

Son günlerde de, milyonlarca insanın meydanlara dökülüp "Cumhuriyet’in temel değerlerini koruma andı içmelerine" kızmış.

Zaten Çelik bir meseleye eğer Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tepki göstereceğini düşünürse, ondan önce ortaya atlayıp Erdoğan’ın gözüne girecek bir laf etmeyi bilir.

Nitekim Bahçeşehir Koleji’ndeki bir törende yaptığı konuşmada da, söz konusu mitinglerde AKP iktidarına tepki gösterenleri şu sözlerle eleştirmiş:

"Yarasalar aydınlıkta dolaşmak istemezler. Aydınlık gözlerini kamaştırır. Bizim hizmetlerimiz de bazılarını rahatsız ediyor. Biz aydınlık gelecek için çalışıyoruz. En büyük milliyetçilik ve vatanperverlik bu ülkenin insanlarının yüzünün gülmesi için çaba harcamaktır, taş üstüne taş koymaktır. Asıl milliyetçilik, vatanperverlik budur. 3-5 slogan ezberleyip meydanlara çıkıp ulusalcılıktan ve milliyetçilikten söz etmek kesinlikle samimi değildir. Gerçek milliyetçi biziz. Gecemizi gündüz, çıramızı yıldız yaparak millete hizmet ediyoruz."

Dünkü Cumhuriyet’te Hüseyin Çelik’in, ilk baskısı 2002 yılında yapılan "Türkiye’de Değişim, Demokrasi ve Aydınlar" adlı kitabından alıntılar vardı.

Muhtereme göre, "İngiltere’de Churchill’cilik yok ama Türkiye’de Atatürkçülük var"mış.

Bu Türkiye Cumhuriyeti nasıl talihsiz bir ülkedir ki, onun Milli (bizce Dini) Eğitim Bakanı, "devletimizin banisi (kurucusu) ve milletimizin fedakar sadık hadimi (hizmetkarı), eşsiz kahraman Atatürk" olarak tarihimizin en şerefli sayfasını yazmış ve Çanakkale’de İngiliz, Fransız saldırılarını püskürtmüş komutanı, o savaşta hezimete uğrayan İngiliz donanmasını Çanakkale’ye gönderen adamla mukayese ediyor.

Onun derdi Atatürkçülüğe karşı olmasından kaynaklanıyor. Çünkü o bir Said-Nursi hayranıdır. Türkiye’de neyi yanlış, neyi eksik görüyorsa, bunun nedeninin 1920’lerde Said Nursi’nin tavsiyelerine kulak verilmemesinden kaynaklandığını savunan bir Nurcudur.

Ona göre "askeri darbelerin kaynağı Atatürkçülük"müş.

Belli ki askeri darbelerin "Atatürkçü değerleri koruma" adına yapılmasından rahatsız. Askeri darbeden rahatsız olmayan sivil zaten sivil değildir.

Ama bu adam düşünmez mi ki, askeri darbeyi yapanlar kadar eylemleriyle ve beyanlarıyla onu davet edenler de sorumludur.

Atatürk düşmanlığı iliklerine kadar işlemiş olmalı ki, Atatürk büstlerinin çokluğundan şikayet ediyor. "Bütün dünyada milli lider olarak kabul edilmiş kimselerin değil, bizimki gibi binlerce, yüz binlerce büstüne, belki onlarcasına bile rastlanmaz" demiş.

Dediği doğrudur. Ama o sözünü ettiği ülkelerdeki milli kahramanlara, bizdeki Atatürk düşmanlarının Atatürk’e saldırdığı gibi alçakça saldırıldığını da söyleyebilir mi?

Efendim "dünyanın hiçbir yerinde ülkesini kurtarmış bir liderin öldükten sonra kanunla korumaya muhtaç hale getirildiği görülmemiştir" diyor Dini Eğitim Bakanı...

Tamam Sayın Bakan! Dört buçuk yıldır iktidardaydınız. Gücünüz o yasayı tek maddelik bir yasayla kaldırmaya yetmedi mi?
Yazarın Tüm Yazıları