Utanç ve hüzün verici

DÜNKÜ Hürriyet’in ‘Batırınca büyük batır’ şeklindeki manşet haberinin girişi şöyleydi: ‘Zarara uğratılıp batırılan kamu bankalarının bugüne dek hüküm giyip cezaevine giren tek yöneticisi olarak kayıtlara geçen Türkiye Kalkınma Bankası eski Genel Müdürü Özal Baysal, zimmet suçundan aldığı 12.5 yıllık mahkûmiyeti tamamlayarak 6 yıl sonra Afyon Cezaevi’nden sessiz sadasız tahliye oldu.’

Özal Baysal’la ilgili haber bizi, karmaşık duygu ve düşüncelere götürdü.

Haberde dendiği gibi Türkiye’de zarara uğratılıp batırılan birçok banka var. Bunlardan özel olanlar da, kamu bankaları da sonuçta bu ülke vatandaşının parasını batırmış oluyorlar. Ama özel olanlara sanki Türk halkının değil de başkalarının parasını batırmışlar gibi, nedense ceza uygulanmıyor.

Kamu bankalarına gelince... Hemen aklımıza gelenleri sayalım:

Anadolu Bankası nerede? Bu bankayı soyup soğana çeviren, sonra batırıp gidenlere neden kimse hesap sormadı?

Türk Ticaret Bankası’nı batıranlara kim ne dedi?

Emlak ve Kredi Bankası ne oldu? Tepesindeki hırsızlar yıllarca ve herkesin gözü önünde, üstelik o dönem iktidarlarının da teşvikiyle bankayı iliklerine kadar soyarken -ve soyduktan sonra- neden ‘dur’ diyen çıkmadı?

Peki ama, onlara ‘dur’ demesi gerekirken demeyen yani en azından görevi ihmal suçu işleyen hiç kimseye hesap soruldu mu?

Niçin hiçbiri çalmanın ve çaldırmanın cezasını çekmedi?

Çekmediler; çünkü Türkiye’de adalet ve ceza sistemi, gerçekten suçlu olanlardan hesap soracak şekilde işlemez. Hele o suç iktidarın koruması altında işleniyorsa (örnek banker faciası, hayali ihracat rezaleti, vergi kaçakçılığı) önce görmezden gelinir. Kamuoyunda tepki birikince o suçun faillerinden uygun biri cezalandırılır. Böylece kamuoyu tatmin edilir. Ama rezalet sürer gider.

Yanılıp yanılmadığımızı siz de hafızalarınızı yoklayarak yanıtlayın:

Milyonlarca dar gelirlinin ‘kötü gün için’ biriktirdiği paraları, onları kandırarak iliklerine kadar soyan banker faciası faili binlerce alçaktan, (çaycı) Yalçın Doğan dışında yargılanıp ciddi bir cezaya çarptırılan oldu mu?

Hayali ihracat rezaleti döneminde devletin hazinesi bilerek ve isteyerek soydurulmadı mı? Bu insafsız soygun yüzünden Turan Çevik dışında (o da ayarlanmış bir ceza ile) hesap veren kim var?

Dönüp çevrenize bakarsanız o soygunun suç ortaklarını şimdi itibarlı zenginler arasında görebilirsiniz.

Menkul değerlerle ilgili sayısız suç işlendi. Söyleyin lütfen Nasrullah Ayan’a verilen göstermelik bir ceza dışında kimin başına ne geldi?

Biz 17 bin kişi kaybettiğimiz 17 Ağustos 1999 depremi yüzünden bula bula sadece Veli Göçer isimli birini bulup 25 yıla mahkûm etmedik mi?

Veli Göçer sayalım ki 100 kişinin ölümünün sorumlusu idi... Öteki binlerce insanın ölümüne yol açan çürük binaların sorumluları nerede?

Böyle adalet mi olur, böyle işleyen devlete devlet mi denir?
Yazarın Tüm Yazıları