Davul zurna çalarak askeri harekáta hazırlanmak da galiba bize mahsus bir marifet...
Başbakan Tayyip Erdoğan, PKK’ya karşı mücadele konusundahükümetin kararsızlıkla beceriksizlik karışımı bir şaşkınlık içinde olmasını eleştirenleri yanıtlamak isterken, yakında sınır dışına askeri harekát yapılacağını nerdeyse ilan etti:
"Sürekli olarak bu konuda açıklama yapmak bu işi sulandırır. İlgili olan kurum, kuruluş, bütün arkadaşlarımız, güvenlik güçlerimiz çalışmalarını yürütüyorlar. Atılması gereken adımlar da bu plan içerisinde muhakkak atılacaktır" dedi.
Gerçi ardından, geçenlerde Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan ABD ve Irak büyükelçilerine yapılan uyarılara alınacak yanıttan sonra karar verileceğini de söylüyor ama o kayıtla ifade ettikleri de sonucu değiştirmiyor.
Şimdi bu kadar açık bir irade beyanı ortada iken siz PKK’nın yönetim kadrosunda olsanız birliklerinizi Kandil Dağı’nda bırakır mısınız?
Bu yapılması düşünülen askeri harekátı "davulla zurnayla" ilan etme alışkanlığı bize -karşılaştığımız pek çok yanlış gibi- merhum Turgut Özal’dan kaldı. Örneğin 28 Mart 1990 tarihli Milli Güvenlik Kurulu kararlarını o gün yaptığı televizyon konuşmasında açıklayarak, "Silahlı kuvvetlerimizin bölgedeki tüm birlikleri her an her türlü harekáta hazır duruma getirme" emri aldığını bildirdi.
"Terör yapanları biz yurtdışındaki inlerinde dahi vururuz, vuracağız. Lübnan’daki, Irak’taki yuvalarında vururuz" dediğini 25 Temmuz 1991 tarihli gazetelerde okuyoruz.
Tabii bunun ardından yapılan askeri harekát haberlerini de...
Nitekim Turgut Özal’ın "ülkenin birliğini, bütünlüğünü koruma" adına yaptığı pek çok konuşmaya ve "terör örgütü PKK’nın başının mutlaka ezileceğine" ilişkin sayısız beyanına rağmen, ikide bir akılları karıştıracak laflar ettiği görülürdü. Örneğin "Türkiye’nin yapısının federasyona dönüşmesi de tartışılmalı" diyor, "Bu adam aslında ne istiyor?" türü soruların konuşulmasına sebep olurdu. Hatta Özal’ın "Kürtçe eğitim yapılmalı" anlamındaki bir demeci üzerine o zamanki Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, "Kürtçe eğitim yapılması konusunu da Cumhurbaşkanımızın iyi niyetle ortaya attığına inanmıyorum" demek gereğini duymuştu (21 Ağustos 1992 Cumhuriyet).
En kötüsünü de Özal "Bahar aylarında PKK’ya çok önemli darbe vurulacağını, bu amaçla büyük bir operasyon düzenleneceğini" başta PKK olmak üzere cümle aleme ilan ederek yapmıştı (6 Şubat 1992 Hürriyet). Bunun üzerine DYP Aksaray Milletvekili Mahmut Öztürk TBMM’de:
"Çığ altında, terörist kurşunları ile o bölgede askerlerimiz, subaylarımız şehit olurken, burada oturup ’Baharda büyük harekát var, kendinize dikkat edin’ diyor... Onun görevi ihbar etmek değildir" demek ihtiyacını duymuştu (9 Şubat 1992 Cumhuriyet).
Yanlış anlaşılmaması için belirtelim:
Tayyip Erdoğan’ın iyi niyetini tartışmıyoruz. Ama kendisinin de söylediği gibi bu konularda konuşmamasını biz de istiyoruz.