Paylaş
Bize bir şey olmaz diyerek yaşama dönemi geride kaldı.
Gerçi o bizim yaşam anlayışımıza, kültürümüze daha uygundur. Ama ne yapalım ki Almanya'yı, İtalya'yı, İngiltere'yi, İsrail'i, Japonya'yı yıllarca tedirgin eden terör, nihayet bizim de günlük yaşamımıza girdi.
Bir farkla...
İsrail hariç, ötekiler bitirdiler... Çünkü zamanında önlem aldılar. Faillere etkin cezalar verdiler. Bazen de hukuk filan tanımadılar. Örneğin Almanlar Baader-Meinhof çetesinin çeşitli hapishanelerdeki mensuplarını aynı gün, aynı saatlerde ve kendi hücrelerinde ‘‘intihar’’ (!?) ettirdiler.
Sonra da ortada cinayet minayet bulunmadığına dünya inansın diye, Belçikalı bir profesörden ‘‘Bunların ölüm şekli intihardır’’ diyen bir rapor aldılar.
İsrail, 50 senedir terörle iç içe yaşıyor. Kuş uçurtmuyor. Ama orada burada patlayan bombaların önünü alamıyor.
Demek istediğimiz açık:
Terörü sıfıra indirmek elbet gerekli. Ama aynı zamanda onunla yaşamayı öğrenmemiz lazım.
Onunla birlikte yaşamak, ona teslim olmak değildir. Ona karşı her an uyanık olmak, alınabilecek tüm önlemleri zamanında almak ve devletle her an işbirliği yapmak demektir.
Halkın teröre karşı duyarlı olma konusundaki bilinç düzeyini yükseltmek demektir.
Türkiye mutat üzere bu konuda da çok geç kaldı. Başta İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde yaşayanlar olmak üzere, tüm kentlerde terör olgusu sanki sadece Güneydoğu'daki dağlara özgü bir sorunmuş gibi algılandı. O yüzden ciddi hiçbir önlem alınmadı.
Aslında örneğin yüksek binaların yangın merdiveni olması, bir terör önlemi değildir. Sinemaların, tiyatroların, spor salonlarının ve benzeri yerlerin çıkış kapılarının büyük kitleyi kolayca boşaltmaya yetecek düzeyde olması, en basit güvenlik önlemlerinden biridir. Oysa Laleli'de 17 turistin yanarak veya boğularak öldüğü otel yangını üzerinden iki buçuk yıl geçtiği halde, eminiz bugün çıkıp bir araştırsak, aynı yerde hálá pek çok otelin yangın merdiveni olmadığını tespit ederiz.
Bizim bu sorunla başetmemiz için vatandaş-devlet işbirliği önemlidir dedik.
Tüm önlemlerin önünde vatandaşın kuşkulandığı herhangi bir kişiyi veya paketi veya yaşadığı olayı en kolay nereye nasıl haber vereceğini öğrenmesi gelir. Bu 155 yani polis acil telefonu mudur, başka numara mıdır, bilinmelidir. Radyolardan, televizyonlardan halka neyi nasıl yapacağı öğretilmelidir. Bu bilgiler bill-board'lara, otobüslere, her yere asılmalıdır. Kısaca teröre karşı topyekûn bir savaş başlatılmalıdır.
Paylaş