MEDENİYETLER arasında bir çatışmaya mı gidiyoruz sorusu son yıllarda hepimizin zihnini her fırsatta işgal etti.
Bilindiği gibi bir çatışmaya doğru sürüklendiğimiz tezi, ABD’li bilim adamı Samuel Huntington’a ait.
Prof. Huntington, kavganın İslamiyet, Hıristiyanlık veson 2500 yıldır Çin’de egemen olan Konfüçyizm arasında çıkacağını iddia ediyordu.
Prof. Huntington’un, ilk defa 1993 yılında bir makaleyle ortaya attığı tezden caydığına ilişkin henüz hiçbir belirti yok.
Buna karşılık Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan ile İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero’nun öncülüğünde yürütülmeye çalışılan bir akım var. "Medeniyetler çatışması kaçınılmaz değildir. Tam tersine medeniyetler arasında uzlaşma ve işbirliği mümkündür" diyen bir akım.
Hürriyet Gazetesi’nin dünkü manşetinde yer alan ve 7 Eylül 2006 tarihinde Türk ve Alman Dışişleri Bakanları tarafından birlikte yayınlanması beklenen "Ernst Reuters Manifestosu", bu "uzlaşmacı" akımın yeni bir adımı olmalı...
Habere göre, iki ülke adına Abdullah Gül ile Frank-Walter Steinmeier tarafından kamuoyuna sunulacak olan manifesto "kültürler arası diyalog" teması üzerine kuruluymuş. Anlaşılan, bir Danimarka gazetesinin geçen yıl eylül sonlarında yayınladığı, Hazreti Muhammed’i aşağılayan karikatürler krizi sırasında Hürriyet ile Bild gazetelerinin yaptığı Ortak Çağrı bu Manifesto için fikir babalığı yapmış:
Anımsanacağı gibi Hürriyet ve Bild kendi kamuoylarına "sağduyu ve hoşgörüyü egemen kılma" ve "diyaloğu teşvik etme" amaçlı bir ortak metin yayınlamışlardı.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Şehircilik dersi vererek hayatını kazanan Ernst Reuter’in (1889-1953) adı verilen manifesto, Hürriyet ile Bild’in teşebbüsünü gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Örneğin:
Farklı kültür ve dinlerden gelen insanların özgürce, hoşgörüyle barış ve saygı ortamında birarada yaşacaklarına olan inancı vurguluyor.
Bunun gerçekleşmesi için somut öneri olarak yayıncıların işbirliği yapmalarını; okul kitaplarının bu amaca uygun şekilde gözden geçirilmesini; özellikle Almanya’da görev üstlenecek İslam din adamlarının eğitimden geçirilmelerini; okul gazetelerinde farklı kültürleri öğretmeyi amaçlayan yayınlar yapılmasını vs. öngörüyor.
Bunların hepsi iyi... Ne kadar çok yapılırsa daha da iyi... Lakin zihnimizde bazı sorular var:
Bu manifestonun altında İspanya Dışişleri Bakanı’nın da imzasının olması ve başka devletlerin de bu metni imzaya davet edilmesi iyi olmaz mı?
Bu bir...
Manifestonun öngörülerini gerçekleştirecek bir daimi sekreterya kurulması gerekmez mi?
Hoş kurulmasa da olur. Ama o zaman bakarsınız, Gül ile ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın temmuz başında Washington’da yayınladıkları "Stratejik Vizyon Belgesi" vardı ya... İki tarafı da birbirini kollamaya çağıran ama bağlayıcılığı olmayan belge... Onun gibi yayınlandığı gün unutuluverir.