BELKİ biz öyle istediğimiz için vurguluyoruz. Belki de ‘parti içi demokrasi’yi boğan anlayışın dikişleri atmaya başladığı için, gerçeklerle özlemlerimiz uyumlu gidiyor:
Sonuçta, partiler, ‘parti içi demokrasi’nin doğum sancılarını çekiyor diye düşünüyoruz.
Çünkü önümüzde örnekler var:
CHP’de bu sancı yaşanmasa partinin lideri, üstelik kendine yakın delegelerin çoğunlukta olduğu 3 Temmuz Kurultayı’nı herkese kapatır mıydı?
Önümüzdeki 25 Temmuz tarihinde Ankara’da toplanacak olan Demokratik Sol Parti (DSP) Kurultayı, bu açıdan bir başka örnek teşkil edecek.
Sanmayın ki örnekler bunlardan ibaret olacak:
TBMM’nin ‘milletvekili’ sıfatlı üyeleri, aslında ‘lidervekili’olarak çağrılmaları gerektiğinin ezikliğiyle bir şekilde harekete geçecekler. Parti içi demokrasiyi hayata sokacaklar.
Aslında Anayasa’nın ‘Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir’ diyen 69’uncu maddesi ile Siyasi Partiler Yasası da bu dediğimizden başka bir şey istemiyor. Ama bu hükümlere önce siyasi partilerin liderleri uymuyor.
Nitekim Turgut Özal’ı iktidara getiren 6 Kasım 1983 seçimlerinden beri parti içi demokrasi Türkiye’de tamamen rafa kaldırılmış bulunuyor.
DSP Kurultayı’na işte o nedenle umutla bakıyoruz.
Bu parti bilindiği gibi 1985’te Bülent Ecevit’in siyasi yasaklı olduğu dönemde, şeklen eşi Rahşan Ecevit, aslında Bülent Ecevit tarafından kuruldu.
Ecevitler, partilerini demokratik bir anlayışla yönetmekten hep kaçındılar. Ancak Ecevitler’in uzun soluklu mücadele gücü, partiyi bir aşamada iktidara getirdi. DSP bu sırada ülkeye önemli hizmetlerde bulundu. Ama bunlar DSP’yi güçlendirmeye yetmedi. Tam tersine, parti içi demokrasiyle beslenmeyen parti, raşitik çocuklar gibi çelimsiz bir gövdeyle bugüne geldi. Nitekim partinin lideri Bülent Ecevit bile, büyüttüğü evladın olgunlaşmadığını düşündüğü için, kendisine halef tayin etti. Delegelere, ‘Siz doğru adamı seçmeyi beceremezsiniz, o nedenle şunu seçin’ dedi.
Demokrasiyi özümsediğinden kuşku duyulmayacak bir lider için ne kadar hazin bir durum.
İşte bu çemberi 25 Temmuz tarihinde yapılacak DSP Kurultayı’nda kırsa kırsa Ecevit’in son Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel kırabilir.
Gürel, kendi liderine karşı bir isyan başlatmadan genel başkanlığa aday olduğunu ilan etti. Bununla kalmadı, ‘partiyi halka açacağını’ yani ‘Her yeni üye bir yeni sorundur’ anlayışını yıkıp ‘Her yeni üye, halkla bütünleşmenin yeni bir örneğidir’ anlayışını kuracağını açıkladı. Bizim sözlerimizle aktaralım... ‘Atatürk ilkelerinin sahibi, onurlu bir sol parti’ vaat etti.