GAZETELERİN henüz manşetlerine oturmadı ama haber sayfalarının kıyısında köşesinde yayımlananlara bakarsanız, artık seçim sürecine girdik.
Seçim süreci sözüyle "Cumhurbaşkanlığı seçimi"nden değil, "milletvekili genel seçiminden" söz ettiğimizi baştan belirtelim de ne demek istediğimiz karışmasın.
Dünkü Hürriyet’te yayımlanan bir haberde, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın TBMM binasındaki bir komisyon odasında hitap ettiği gençlere, "seçilme yaşının 25’e indirilmesi konusunda Yüksek Seçim Kurulu’nun karar vereceğini" söylediği bildiriliyordu.
Doğrusu Başbakan’ınmantığını anlamakta zorlandık. Çünkü Başbakan,"Yüksek Seçim Kurulu, ’öyle bir şey olamaz’ dediği sürece, seçimler zamanında yapılacaktır" diyor.
Anlaşılan Başbakan, siyasi iktidarların seçime çok yaklaşıldığı tarihlerde kendi işine gelen türden yasa değişikliği yapmasını engellemek amacıyla 3 Ekim 2001 tarihinde Anayasa’yakonan hükme atıfta bulunuyor.
O hüküm bilindiği gibi, "Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz" diyordu.
Oysa seçimler erken bir tarihe alınmazsa 4 Kasım 2007 Pazar günü yapılacak demektir. Bu durumda milletvekili genel seçiminde aday olacak gençler, o tarihe kadar 25 yaşını doldurdukları takdirde önlerinde hiçbir engel bulunmaması lazım. Çünkü seçilme yaşını 30’dan 25’e indiren Anayasa değişikliği 13 Ekim 2006 tarihinde yapıldı. Yani seçim tarihine kadar 1 yıldan fazla bir süre geçecek demektir.
Bizim anladığımız asıl mesele şu... Başbakan seçimi erkene alacak... O zaman da bir yıl kuralı 25 yaş hükmünün uygulanmasını engelleyecek. Şimdi Yüksek Seçim Kurulu’nasormak, o kuralı yok saymaya külah bulabilir miyiz düşüncesinden kaynaklanıyor.
Ama önümüzdeki seçimlerin asıl meselesi 25 yaş değil. Gerçi "asıl" denecek çok mesele var ama bize kalırsa Hürriyet’in yurtdışı baskılarında bir süredir ısrarla üzerinde durulan "yurtdışındaki Türk seçmenlerin oy kullanma hakkı nasıl sağlanacak?" konusu ötekilerden önde geliyor. Çünkü yurtdışında siyasi iktidarı belirleyecek sayıda seçmen var. Üstelik bu insanlara taa 1995 tarihinde Anayasa’yakonulan bir hükümle, "uygulanabilir tedbirleri belirleyecek" bir yasa çıkarma sözü verilmişti.
Dahası... O tarihte yapılan Anayasa değişiklikleri arasında bu hükmün de gereğini yerine getirmek için Meclis’te Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan başkanlığında kurulan Partiler Arası Uyum Komisyonu Fransa, Almanya, Belçika ve Hollanda’da uygulanan usulleri inceleyip üç seçenekli bir yasa taslağını önermişti. Buna göre dışarıdaki seçmenler ya "mektupla" ya "bulundukları ülkede kurulacak seçim sandıklarına giderek" veya "konsolosluklarda" oy kullanabileceklerdi.
Hangi ülke kendisine uygun hangi modeli seçiyorsa, ona göre uygulama yapılacaktı.
Lakin... Niyetiniz ipe un sermek olunca bir sonuç alınamayacağı için hiçbir şey yapılamadı.
Başbakan eğer olumlu bir şeyler yapmak istiyorsa, öncelikle bu konu ele alınmalıdır.