Seçim değil kör dövüşü

ONBİRİNCİ Cumhurbaşkanı kim olacak konusu sancılı başladı, bugüne kadar sancılı geldi.

Dün TBMM’de seçimin ilk turu yapıldı. Bu ilk tur hukuken geçerli mi geçersiz mi sorusu, anamuhalefet partisi tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürüldü.Ama ister geçerli, ister geçersiz sayılsın, Başkan Bülent Arınç’ın yaptığı açıklamaya göre dünkü ilk turda 361 milletvekili oy kullandı. Bunlardan 357’si Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasına "evet" dedi. Üç oy iptal edildi. Bir milletvekili de belli ki oy pusulasında Abdullah Gül adının karşısındaki kareye "X" işareti koymayı uygun bulmadı. Böylece 1 adet de boş oy çıktı.Rakamlar bunlar, ama bu rakamlar, karşı karşıya bulunduğumuz karmaşık durumu çözmeye yetmiyor.Birinci nokta... CHP’nin tezi ister yerinde sayılsın ister sayılmasın, AKP yönünden önemli olan, Genel Kurul’da en az 367 milletvekilini hazır bulundurmaktı.Bunu dün beceremedikleri, oy sonuçlarıyla da ortaya çıktı. Gerçi o arada CHP mensubu 7 milletvekilinin inanılmaz gafleti sonucu -bahaneleri ne olursa olsun- Genel Kurul salonuna girmeleri belki de kendileri açısından bir çuval inciri mahvetti. Çünkü Başkan Bülent Arınç, onların salonda olduğunu isimlerini ifade etmek suretiyle tutanağa geçirdi. Böylece "367 mi istiyordunuz, işte sizinkilerle birlikte alın 368!" demiş gibi oldu.Ama iş orada bitmiyor... Çünkü CHP’nin de elinde, "Yoklama yaptırıp salonda 361 milletvekili bulunduğunu saptamadınız ki, üzerine 7 daha koyup 368 kişi vardı diyebilesiniz" deme şansı var.Kısaca ilk tur başlamadan karşımızda bir tek sorun vardı. O da, "toplantının başlaması için en az 367 milletvekilinin hazır bulunması şart mı değil mi?" sorusuydu.Toplantı bittiğinde sorun -CHP milletvekillerinin hamlığı yüzünden- ikiye çıktı. Bu defa, "gizli oylama yapılan bir konuda gerekli asgari sayıyı hesap ederken, salona giren milletvekilini dikkate almak gerekir mi gerekmez mi?" sorusuna da yanıt bulma zorunluluğu doğdu.Şimdi önümüzü görebilmek için ikinci turun yapılacağı 2 Mayıs’tan önce Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararı beklemeye mecburuz. Anayasa Mahkemesi eğer CHP’nin tezini kabul ederse, ikinci turda da toplantının en az 367 milletvekiliyle açılması gerekecek. Anayasa, seçimin sonuçlanması için bir adayın en az 367 oy almasını emrettiğine göre belki sonuç en az 276 oy gerektiren üçüncü tura kalacak. Anayasa Mahkemesi, CHP’nin tezini reddederse gerçi seçimin sonuçlanması için ilk iki turda yine 367 oy aranacak ama en azından genel kurulun en az 184 milletvekiliyle açılması tartışılmaz olacak.Tamam da tüm bunlar işin "kural tarafını" ilgilendiriyor. Ama acaba tartışma sadece kurallardan mı ibaret?Aslında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, "Cumhurbaşkanlığı makamına, adı üzerinde hiç değilse TBMM’de temsil edilen partilerin uzlaştığı bir isim seçilmesini" önerenlere kulak vermemesinin yarattığı sorunları yaşamıyor muyuz? Hatırlıyor musunuz? Bu sütunda bir defasında "demokratsız demokrasi"den söz etmiştik. İşte o kafayı iktidara getirmemizin bedelini ödüyor, sorunlarıyla boğuşuyoruz.
Haberin Devamı

Yazarın Tüm Yazıları