İKTİDARDAKİ partinin (AKP) Cüneyd Zapsu isimli "ileri gideni" nihayet dün açıkladı da, kendisinin gerçekte "Başbakan’ın" değil "AKP Genel Başkanı’nın Danışmanı" olduğunu öğrendik. Kendisi aynı zamanda "Veri Koordinatörü" imiş.
Onun da aslında ne olduğunu herhalde bir gün öğreniriz. Ne var ki bu bilgilerden, Cüneyd Zapsu’nun "resmi bir sıfatı olmadığını" anlıyoruz.
Bu nokta önemli; çünkü hemen ardından Zapsu’nun, örneğin ABD Başkanı ile Başbakan arasındaki resmi görüşmelere hangi sıfatla katıldığı sorusu akla geliyor. Çünkü bir resmi görüşmeye Cüneyd Zapsu’nun katılmasıyla Başbakan’ınörneğin -varsa- teyzesinin oğlunun katılması arasında fark kalmıyor.
Zapsu’nun dünkü açıklamasından anladığımıza göre son günlerde gazetelerimizin birinci sayfalarını işgal eden "Zapsu, İsrail’in Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı’yla kahvaltı yaptı. Ardından Almanya’nın Ankara Büyükelçisi’yle buluştu. Sonra İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi’yle görüştü. En sonunda da Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçisi’yle akşam yemeğinde buluştu" türü haberleri önemsemek için ciddi bir neden yokmuş.
Tamam da... Ortadoğu’nun yangın yerine döndüğü bugünlerde... Türkiye Başbakanı gittiği Kuzey Kıbrıs’taki yoğun temaslarının arasında ABD Başkanı George Bush’tan İngiltere Başbakanı Tony Blair’e... İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’dan Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’a kadar telefonla bir onun, bir ötekinin kapısını çaldığı sırada Zapsu bu ziyaretleri, "Birlikte bir tatile çıkalım mı?" diye sormak için yapmaz.
Belli ki o büyükelçiler ile Zapsu, kendi ülkelerinin son olaylar hakkındaki resmi görüşünü ele aldılar ve görüş alışverişinde bulundular.
O zaman da akla, "Zapsu’nun kimden aldığı görevi yerine getirdiği" sorusu geliyor. Öyle ya... AKP Genel Başkanı, "Benim haberim yok" diyor. Hükümet üyelerinden kimsenin bu konuda bilgisi olmadığı kendi beyanlarından anlaşılıyor. Hatta Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü biraz da alay (istihza) kokan bir ifadeyle, "Biz de bunları basından izliyoruz" diyor.
Efendim Sayın Zapsu zaman zaman büyükelçilerle görüşürmüş de... Bu defa randevular tesadüfen üst üste gelmiş de...
Muhterem, çocuk aldattığını sanıyor olmalı...
Meselenin aslı çok açık... Zapsu Bey kardeşimiz, kendisinin Türkiye’de önemli bir konumu olduğunu göstermeye çalışıyor. Nitekim gidip Washington’da, ABD yetkililerine kendi liderini "harcamamaları" için ricada bulunuyor. "Onu süpürüp delikten aşağı göndereceğinize (enayi misiniz?) kullanın" diyor. Kısaca "Türkiye’nin kaderi" üzerinde söz sahibi adam rolü oynuyor.
Biz bu tipleri biliriz... Bir tarihte Turgut Özal’la Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu arasında mevsimsiz bir dostluk inşa etmeye kalkanlar oldu. Bir başkası, Türkiye ile Ermenistan ilişkilerini kendi çıkarlarına uygun çizgiye sokmaya kalktı...
Bunlar iktidarın bir numaralı isminden biraz yüz bulunca kendilerinin "özel yetkili büyükelçi" olduklarını sanırlar. Hele biraz da zengin iseler çalımlarından geçilmez. Küçük dağları kendileri yaratmış gibi dolaşırlar.
Onların kırdığı vazoları onarmak da sonra diplomatlarımıza düşer.