İNŞAAT işçisi Hüseyin Sülük (51), eşi Fadime Sülük (28), çocukları Ertan (11) ve Derya (9), yanlarında kalan yeğenleri Ezgi Sülük (7)... Aşçı Oktay Davulcu (31), eşi Perihan (31), annesi Zakire (62), çocukları Ferhat (9), Samet (5), Esengül (4) ve Gaffar Okan (2)...
Felçli Halil Yıldırım (41), annesi Kezban, çocukları Leyla (16), Koray (13)... Havva Kobak (21), oğlu Recep (3)... Burcu Canıbek (16)... Şoför Abdullah Söz (43), kızı Merve (8), oğlu Sefa (1,5)...
Resul Üner (43), eşi Ruhiye (48), oğulları Mehmet (15)... Ercan Yeşilyurt (30), eşi Serap (25), çocukları Serap (8), Özlem (3), kayınvalide Sahiha Duran (60)... Bayram Tancan (6,5), kardeşi Zeynep (3)...
Bu listeyi daha fazla uzatabiliriz; çünkü elimizde son yıllarda meydana gelmiş en aptalca ölüm haberlerinden oluşan bir demet var.
Kimi gece yatmadan önce sobaya bir miktar kömür atıp uyumuş, kimi banyo yapmaya girmiş ama su ısıtıcısının yani şofbenin kurallara uygun şekilde takılmamış olması nedeniyle içeride oksijen azalınca bayılmış ve ayılamadan ölüp gitmiş...
Kimi ihtiyatlı davrandığını düşünüp yatmış ama esen lodosun, içeride biriken gazın bacadan çıkmasını önleyeceğini hesap etmemiş... Aileden kimse sabaha çıkmamış...
Kimi eve taktırdığı doğal gaz sayesinde rahat edeceğini düşünmüş ama doğru yere sensör (duyarga) koydurmadığı için gaz sızıntısını fark edememiş.
Ve hayata tek başına da değil, çoğu kez tüm aile olarak veda edip gitmiş.
Eldeki bilgilere göre bu tür olaylardan sadece ülkemizde her yıl 200 kişi ölüyormuş...
Oysa Orman ve Çevre Bakanı Osman Pepe tam bir yıl önce yani 2 Aralık 2005 tarihli Hürriyet’te yayınlanan demecinde;
"Dünyanın hiçbir yerinde soba zehirlenmesi nedeniyle ölen kimse kalmadı. Böyle bir rezillik yok. Bu sobayı yapan (sanayici), satan (tüccar), uygun baca sistemi inşa etmeyen müteahhit... Herkes suçlu. Avrupa Birliği uyum standardının yakalanmasıyla, sistem tam olarak işlemeye başlayınca kimse soba zehirlenmesinden ölmeyecek" diyordu.
Sayın Pepe’nin dediğini esas alırsak, devletimiz, AB standartlarını yakaladığımız tarihe kadar insanlarımızın ölmesini beklemeye niyetli demektir.
Nitekim bu hakkını (!?) kullanan ilköğretim okulu 6’ncı sınıf öğrencisi Damla Söğüt’ün önceki gün Manisa’nın Akhisar İlçesi’ndeki evlerinde girdiği banyoda öldüğü bildiriliyor.
Sayın Pepe’nin anlayışıyla bakarsak, şofbeni yapan sanayicinin, satan tüccarın, eve monte eden ustanın sorumluluğu var... Ama Bakan Osman Pepe’nin veya şofbenin standartlara uygun olup olmadığını denetlemeyen, şofbeni takan ustanın ehil olup olmadığını irdelemeyen yetkililerin hiç günahı yok...
Gelişmiş ülke ile gelişmemiş ülkeyi artık nasıl ayırıyorlar biliyor musunuz? İnsanına değer veren ülkelere gelişmiş, bizim gibilere de geri kalmış diyorlar.