ÇAĞIMIZDA bir ülkenin devlet başkanı veya başbakan düzeyindeki liderinin bir başka ülkeyi ziyaret etmesi artık önemli bir haber sayılmıyor. Türkiye’ye de bir yığın lider gelip gidiyor da, kimsenin haberi olmuyor.
Ama İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in son Türkiye ziyareti anlaşılan öyle olmayacak...
Daha ziyaret başlamadan biliyorsunuz Başbakan Tayyip Erdoğan, Müslüman dünyası için çok önemli bir kutsal yer olan Kudüs’teki Harem-i Şerif’te yapılması söz konusu yaya yolu ve kazı faaliyetinin Mescid-i Aksa’ya zarar vereceğinden pek de diplomatik sayılmayacak bir lisanla yakındı.
Mesele orada kalsa iyi idi. Ehud Olmert’le Ankara’da yaptığı görüşmede, Mescid-i Aksa’nın zarar görmeyeceğine ilişkin aldığı bilginin kendisini "dört dörtlük tatmin etmediğini"Başbakan Tayyip Erdoğan tuttu, birlikte yaptıkları basın toplantısında, konuğunun gözünün içine baka baka ilan etti.
İlginçtir... Konuk Başbakan bu muameleye ve bu sözlere pek de tepki göstermedi. Tam tersine, "İnanmıyorsanız bu işten anlayacak adamlarınızı gönderin, Kudüs’teki inşaat yerini görsünler, size rapor versinler" anlamında bir yanıtla konuyu bir gerilim sebebi yapmak istemediğini gösterdi.
Türkiye’nin tam da ABD Kongresi’ne "Ermeni soykırımı" konulu bir önerinin reddedilebilmesi için İsrail Başbakanı’nın desteğine ihtiyaç duyduğu bir sırada bu tür mayhoş tavırların ne sonuç getireceğini herhalde fazla gecikmeden görürüz.
Bize kalırsa Sayın Erdoğan, "laik Türkiye’nin Başbakanı" olduğunu göz önünde tutsa da Mescid-i Aksa konusunu "şahsi ilgisi" nedeniyle dile getirdiğini söylese daha iyi olurdu.
Hadi nüfusunun yüzde 98’iMüslüman bir ülkenin Başbakanı sıfatıyla -bir de Kudüs’ün üç dinin kutsal kenti olduğunu göz önünde tutarak- bu konuya duyarsız kalmamasını saygıyla karşılayalım. Öyle ya... Osmanlı’dan miras kalan Ecyad Kalesi’nin Suudi yönetimi tarafından yıkılmasına nasıl tepki gösterdiysek, aynı şekilde Kudüs’te olup bitene tepki gösterebiliriz demek mümkün.
Lakin bize kalırsa İsrail Başbakanı’nasöylenecek başka ve çok daha önemli şeyler vardı. Örneğin İsrail’in Kuzey Irak’taki faaliyetleri hakkında Ehud Olmert’ten bilgi istesek iyi olurdu. Öyle ya Türkiye’ye kafa tutacak kadar yüksek sesle konuşan Mesud Barzani’nin adamlarını İsrail’den gelme uzmanların eğittiğini bilmeyen kalmadı.
Keza Olmert’ten Kuzey Irak’ta kurulmasına çalışılan ayrı devlete nasıl baktığını sorsak doğru olurdu.
Madem ki "insan haklarını artık bir ülkenin iç sorunu saymayan" bir dünyada yaşıyoruz, Olmert’e pekálá Filistinli sivil halka karşı uyguladıkları politikaların evrensel insan hakları anlayışıyla nasıl izah edilebildiğini sorabilirdik.
Doğrusu bir soru daha aklımıza geliyor ama bizim yetkililerin zarafetleri nedeniyle mi o konuya hiç değinmediklerini bilmiyoruz. "İran’ın nükleer silah yapması ihtimali herkesi tedirgin ediyor da İsrail’in elindekiler herkese huzur mu veriyor?" diye neden soran yok, merak ediyoruz.