BİZİM basın gerilimli günler içinde yaşamaya hem alışkın hem de bayılır. Eğer gerilim yoksa ne yapacağını şaşırır.
Meclis Başkanı seçimi gürültüsüz patırtısız, üstelik pek de medeni bir işleyişle bitince en azından birkaç gün sürmesi gereken heyecan bitiverdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimine henüz zaman var. Aday(lar) belli değil. Yeni kabine için de Başbakan Tayyip Erdoğan’ın temaslara başlamadığı biliniyor.
O zaman gazetelerin elinde Meclis Başkanlık Divanı üyelerinin kıyafetleri ile bir çete operasyonunun öne çıkan ismi Tuğba Özay’dan başka malzeme kalmadı.
Tuğba Özay’la ilgililer nasıl olsa meşgul olur. Biz ötekine bakalım.
Öteki dediğimiz konu bazılarına önemsiz görünür. Biz ise önemseriz.
Önemseriz, çünkü Meclislerin geleneklerine bağlı olmakla o gelenekleri geliştirmeyi beceren kurumlar olması gerektiğini düşünürüz.
Kıyafet konusu da Meclis geleneklerinin önemli bir parçasıdır.
Bizim gibi düşünmeyenlerin başında eski TBMM Başkanı -dostumuz- Hüsamettin Cindoruk gelir. Kendisi hayli zarif bir salon adamıdır. Nerede ne giyileceğini bilir. Ama nedense bu konuda "popülist"tir. Neyse ki TBMM Başkanı iken "Genel Kurul’u yöneten Başkan’ın frak yerine koyu renk elbise giymesi" yolundaki önerisi kabul edilmiş değildir.
Şimdi basınımız, "Başkanvekili seçilen bayan milletvekilleri Genel Kurul’u yönetirken ne giymeli?" sorusunu tartışıp duruyor.
Kimine sorarsanız, "Hanımlar da frak giymeli" imiş. Kimi "smokin" benzeri bir kıyafet arıyor.
İyi ki kimse "Erkeklerin frak giydiği mekánlarda hanımlar uzun etek (gece kıyafeti) giyerler" demedi. Yoksa Meclis Genel Kurulu’nu karnavala çevirirdik.
Lafı tamamlamak için söyleyelim:
Emekli Büyükelçi eski Protokol Genel Müdürü -dostumuz- Oktay Aksoy’un dediği gibi beyaz bluz veya gömlek üzerine siyah tayyör etek giyen Bayan Başkan, ayrıca papyon kravat takmak gibi bir saçmalık yapmadan Meclis görüşmelerini pekálá yönetebilir. Papyon kravatı garson hanımkızlar takar.
Erkek başkanvekillerinin frak giyeceğinden söz edince onun da hemen çözülüverdiğini zannetmeyin. Çünkü orada da çoğu kez yanlış veya cehalet sırıtıveriyor. Örneğin, önceki gün yeni TBMM Başkanı Sayın Köksal Toptan’ın yeni diktirdiği frakın provası yapılırken çekilen fotoğrafı gördük. "Başbakan’a da biz elbise yaparız" diye böbürlenen firmanın giydirdiği frakın yakasında siyah papyon vardı. Böylece Sayın Köksal Toptan’ı "şef garson" kılığına soktuklarını anlaşılan bilmiyorlardı. Aslında ciddi ve zarif bir insan olan Köksal Toptan yanlışı ihtimal kendisi fark etti de kamuoyu karşısına öyle çıkmadı.
Hoş Sayın Toptan’ın frakını dikenler için söylediğimizin beş beterini Çankaya Köşkü’nün protokol yetkilileri Cumhurbaşkanı iken önce merhum Turgut Özal’a, sonra da Sayın Süleyman Demirel’e yaptılar. İkisine de siyah papyon kravat taktırıp frak giydirdiler ve o şekilde çekilmiş fotoğraflarını çerçeveletip asılmak üzere devlet dairelerine gönderdiler.
Ayıbı fark eden etti, etmeyen yuttu. Neyse ki bir aşamada o fotoğraflar kaldırıldı.