Listeler ve sorular...

ADAY listeleri tartışması önümüzdeki Meclis’in yapısına ilişkin tahminleri de gündeme getirdi.

Kimi Meclis’in beklendiği kadar genç milletvekilinden oluşmayacağına değiniyor. Kimi kadın milletvekili sayısının istenen sayıya ulaşamayacağını ileri sürüyor. Kimi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) gösterdiği üç beş sosyal demokrat kökenli aday nedeniyle "merkeze" yanaşacağını iddia ediyor.

Öte yanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin de yine liberal yahut eski Demokrat Parti’ye yakın çizgiden gelen üç beş kişiyi listeye almasına bakıp "CHP sağa kaydı" türü yorumlar yapıyorlar.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) mutat üzere "kapalı kutu" siyaseti izlediği için, eldeki bilgi sağlıklı yorum yapmaya izin vermiyor. Ancak Devlet Bahçeli’nin geçmiş yıllarda adını "zorba"ya çıkartmış yahut MHP’yi müşkil durumda bırakmış kişilere geçit vermediğinin bilinmesi olumlu bir izlenim bırakıyor.

Ötekileri yani Demokrat Parti (DP) ile Anavatan Partisi’ni söylemeye lüzum yok. Bu cuma günü saat 17.00’ye kadar toparlanıp kendi seçmenlerine güven verecek bir listeyle ortaya çıkamazlarsa, koyverin gitsin... İsimlerini bile anmaya gerek kalmayacak.

Ancak yine de zihnimize takılan bazı sorular var. Onları sizinle paylaşmak istiyoruz:

Örneğin Necmettin Erbakan’ın tekrar sahneye çıkıp "bağımsız aday" olmasını anlayamadık.

Erbakan’da galiba "şeytan tüyü" var. Mahkeme yargılıyor, milletvekili seçilmesine mani olacak bir ceza veriyor. Buna göre 2 yıl 4 ay hapis yatması gerekiyor. Ama o sırada Meclis’ten sırf Erbakan’ı hapse atmamak için özel bir yasa çıkartılıyor.

Hadi 80’ini aşmış bir eski başbakanın hapse atılmamasını, onun yerine cezanın "evde hapis" şeklinde infazını anlayalım. Peki ama başkalarının aldığı cezanın kesinleşmesi onların milletvekili seçilmesini engellerken, Erbakan’ınki neden aynı sonucu doğurmuyor, anlamak doğrusu mümkün olmuyor.

Listeleri görünce aklımıza takılan bir başka soru daha var:

Ne dersiniz, önümüzdeki Meclis’ten de bir Leyla Zana ve bir Merve Kavakçı çıkar mı?

Çıkarsa bilin ki daha ilk günden Meclis’e gerilim egemen olacak ve tatsız bir dönem yaşanacak.

Bir de "küskünler" tablosu var. Listelere giremeyen veya girdiği halde yerini beğenmeyen milletvekilleri giderayak sorun yaratırlar. Hatta geçmişte "Meclis’in aldığı seçimi yenileme kararının iptalini" isteyecek kadar ileri gidildiği doğrudur.

Biz bu defa o kadar ileri gideceklerini sanmıyoruz. Ama yeni Meclis göreve başlayıncaya kadar bugünkü hükümetin işi bu Meclis’e düşerse, işinin çok zor olacağını iddia edebiliriz. Örneğin "Anayasa değişikliğine ilişkin referandum hazırlık süresinin 120 günden 45 güne çekilmesine" ilişkin yasa eğer Cumhurbaşkanı tarafından tekrar görüşülmek üzere Meclis’e gönderilecek olursa... O yasayı bu Meclis’ten çıkarmak, deveye hendek atlatmaktan zor olur.

Daha da var ama, yer kalmadığı için onları da başka güne bırakalım.
Yazarın Tüm Yazıları