Kocatepe’den...

ULUSUMUZUN alın yazısını değiştiren Büyük Zafer’in 84’üncü yıldönümünde, Büyük Atatürk’ün savaşı idare ettiği Kocatepe’deyiz.

Burada Büyük Taarruz’un başladığı günü kutlamak ve 84 yıl önceki heyecanı tazelemek için bulunuyoruz.

Kocatepe, Afyonkarahisar’ın güneybatısındaki Şuhut İlçesi’ne 17 km. mesafede, 1874 rakımlı bir tepe...

Tören yerine yaklaşırken Názım Nikmet’in;

Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır,

ne ağaç, ne kuş sesi,

ne toprak kokusu vardır.

Gündüz güneşin,

gece yıldızların altında kayalardır.

Ve şimdi gece olduğu için

ve dünya karanlıkta daha bizim,

daha yakın,

daha küçük kaldığı için

ve bu vakitlerde topraktan ve yürekten

evimize, aşkımıza ve kendimize dair

sesler geldiği için"

....

"kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi

okşayarak gülümseyen bıyığını

seyrediyordu Kocatepe’den

dünyanın en yıldızlı karanlığını..."

dizelerini içeren "Kuvayı Milliye Destanı" düşüncelerimize eşlik ediyordu.

Kocatepe gerçekten ne ağaç gördüğünüz, ne kuş sesi duyduğunuz bir bayır. Ama yöreye en hákim tepe de orası.

Kocatepe’ye çıkınca gözleriniz Názım’ın;

"Sarışın bir kurda benziyordu

ve mavi gözleri çakmak çakmaktı..."


dediği Mustafa Kemal Paşa’yı arıyor.

"Dört nala gelip uzak Asya’dan

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan

Bu memleket bizim
"

diyen ve ülkeyi kurtaran adamı...

Orada şimdi Mustafa Kemal yok ama savaş sırasında korunmak için girdiği siper ile o günün anısını yaşatan bir anıt var.

Anıtın bulunduğu -belki de Mustafa Kemal Paşa’nın meşhur fotoğrafının çekildiği noktaya tekabül eden- yerden bakınca 360 derecelik bir çevrede en az 15, belki yer yer 20 km. yarıçaplı bir daire içindeki araziyi kontrol edebiliyorsunuz.

Anıtı arkamıza alarak bakınca, bulunduğumuz yerin sol ilerilerinde Tınaztepe, onun sol arkasında, ufuk çizgisine yakın yerde Çiğiltepe var.

Albay Reşat Bey’in, "görevimi zamanında yapamadım" diyerek intihar etmesinden 10 dakika sonra zaptedilen Çiğiltepe...

Her birinin alınması en az bir İlyada Destanı dolduran kahramanlık hikáyeleri şimdi, Názım Hikmet’in "ne ağaç, ne kuş sesi, ne toprak kokusu var" dediği o yerlerde gömülü.

Onlar sadece yaptıklarının değeri bilinsin istiyorlar, başka bir şey değil...
Yazarın Tüm Yazıları