Kargaşada bir soru...

NE olup bitiyor, cumhurbaşkanı seçimi yeni kurallara göre mi yapılacak, halen yürürlükteki kurallar mı uygulanacak bilen yok.

Gençlerin de milletvekili olması amacıyla değiştirilen Anayasa hükmü bu seçimde yürürlüğe girsin diye uğraşılıyordu... Sonunda anlaşıldı ki bu konuda umut yok.

Bağımsız aday isimlerinin birleşik oy pusulasında yani 20 ayrı partiyle yan yana seçmene sunulması için geçen yıl yasa değiştirilmişti.

Gerçi değişiklik seçilme koşullarının eşit olmasını gerektiren kurallar yönünden yanlıştı. Ama abesle uğraşmadığı ileri sürülen Meclis bunu kabul ettiğine göre, uygulanması gerekirdi.

Ona da -eğer önümüzdeki günlere bir istisna hükmü sokuşturulmazsa- olanak yok.

Gördüğünüz gibi bir belirsizlikler ortamında sürüklenerek 22 Temmuz seçimine doğru gidiyoruz.

Sadece seçime gitmiyoruz... Bu sırada, "Bir siyasi süreç nasıl yüze göze bulaştırılır?" konulu bir doktora tezine örnek olaylar yaşıyor, hatta zaman zaman gülme krizine tutuluyoruz.

Neyse ki başımızda özellikle cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini baştan sona çok iyi (!) planlamış, demokrasinin en temel kuralı olan "adayları önceden bilme" hakkını başarıyla son saniyeye kadar engellemiş...

Ne dediyse yerine getirememiş, ne istemediyse başına onun gelmesini engelleyememiş güçlü (!), dirayetli (!) bir iktidar var.

Hadi "Cumhurbaşkanını bu Meclis seçecek" iddiasının -bizce de- beklenmedik bir Anayasa Mahkemesi kararı yüzünden yerine getirilmediğini kabul edelim.

Peki "22 Temmuz’da seçmenin önüne biri milletvekilleri, diğeri Cumhurbaşkanı için olmak üzere iki sandık konmasına" da mı Anayasa Mahkemesi engel oldu?

Biz bu iktidarın ikide bir afrayla tafrayla "kırmızı çizgi" ilan edip sonra o çizgileri yaladığına çok tanık olduğumuz için, yaşadıklarımıza hayret ediyor değiliz.

Ama o arada bu ülkenin yeteneksiz -veya vasıfsız- ellerde kaldığına ilişkin bir kanaat içeride dışarıda, bizimle ilgilenen kim varsa, hepsinin zihninde yer ediyor.

Allah bizi beterinden saklasın...

Ankara’dan haberler geliyor:

Anayasa’da değişiklik yapılması için iktidar milletvekillerinin imzasıyla TBMM’ye sunulan paketin örneğin "Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir" diyen hükmünün sonuçta kabul edilmesi ihtimali yüksekmiş.

Bir an için biz de "mümkün" sayalım...

Önce TBMM Anayasa Komisyonu üyesi CHP milletvekilleri Oya Araslı, Atilla Kart ve Uğur Aksöz, muhalefet şerhlerinde açıkladılar. Sonra da TÜSİAD hemen hemen aynı görüşleri tekrarlayarak özetle sordu:

"Bu kabul edilir de, halk oyuyla seçilmiş cumhurbaşkanı ile halk oyuyla iktidar olmuş başbakan birbirine düşerse, ülke için daha mı iyi olacak, daha mı kötü?" bir yanıtınız var mı?

Tamam... "Cumhurbaşkanını halk seçsin" sevdasıyla çıktınız yola ama, sonunu düşündünüz mü?
Yazarın Tüm Yazıları