Oktay Ekşi: Herkes çok mu enayi?

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Vatandaşın devlete güvenmediği, o yüzden depremzedelere yapacağı yardımı götürüp muhtaç insanlara bizzat teslim etmek istediği ortaya çıkınca bazıları şaşırdı:

İnsanlarımız devlete neden güvenmiyor ki, diye...

Oysa vatandaş haklıydı.

Çünkü devlet tarafından aldatıla aldatıla güven duygusunu yitiren insan başka ne yapacaktı?

Bunun bir örneğini daha, arkadaşımız Kadir Ercan dünkü Hürriyet'te yayınlanan ‘‘Sekizinci Kat Çetesi’’ başlıklı haberiyle ortaya koydu.

Ankara Emniyeti'nin sekizinci katı meğer hukuk devleti kavramının ırzına geçilmek için kullanılırmış.

Kadir Ercan'ın bu son haberi, daha önce yine kendisinin ortaya çıkardığı Ankara Emniyeti'ndeki telekulak olayı hakkında İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladıkları resmi rapora dayanıyor. Buna göre keyfi şekilde ve gizlice görevlendirilen emniyet mensupları en az 1160 telefonu, yasal kuralları ayaklar altına alarak dinlemişler.

Buna üstelik başbakanın, genelkurmayın ve hatta cumhurbaşkanlığının telefonları bile dahilmiş...

Düşünün siz, bu yolla edindikleri bilgileri şantaj için kullandılarsa veya sattılarsa bu yolla kimbilir ne büyük servet edindiler.

Zaten birinin memur maaşıyla (!) Ankara civarında 15 dönümlük bir arazi alıp içine kocaman bir villa kondurduğu bildiriliyor.

İşin o tarafı nihayet bireysel bir suç gibi görülebilir. Ama bu olayın tahribatı o suçla kıyaslanamayacak kadar büyüktür. Çünkü bu skandal, devletin yıllardır bir de bu konuda bizleri aldattığını göstermektedir.

Geçmiş yıllarda okuduklarımızı, dinlediklerimizi anımsayınız:

Bu telekulak cihazlarını getirten o zamanki İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ‘‘Herkes müsterih olsun. Bu cihazlar sadece suçluların takibi için kullanılacak’’ diye teminat vermemiş miydi?

Ağar'ı kötü niyetle suçlamıyoruz. Ama gerçek ortada: Verdiği teminat hiç işe yaramadı. Tam tersine o cihazlar bazı kişilerin siyasi rakiplerini (örneğin Doğan Taşdelen'i) izletip seçimde yenmek için bile kullanıldı.

Zaten böyledir: Hukuk dışılığa kapıyı bir kere araladınız mı, oradan içeriye ne kadar bela gireceğini hesaplayamazsınız.

Nitekim Ağar'ın hatırına katlanılan hukuksuzluk işte bu sonucu doğurdu... Ve Ağar'ın ‘‘güvenmemizi’’ istediği polis, şimdi ‘‘çete kurma’’ suçlamasıyla adalet önünde hesap verme durumuna düştü.

Bizi bu konuda az insan aldatmadı... Örneğin Telekom Ankara Bölge Başmüdürü Şevki Haznedaroğlu, emniyetin kurduğu dinleme üslerini sökeceklerini söylemişti. Belli ki bunların kılına bile dokunulmadı.

Meral Akşener içişleri bakanı iken ‘‘Emniyet 400 telefon dinliyor’’ diyordu. Meğer onun bildiği gerçek rakamın küsuratı bile değilmiş.

Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ‘‘Biz dinlemiyor, izliyoruz’’ diyordu. Meğer dinlemenin de en ahlaksızcasını yapıyorlarmış.

Böyle bir devlete güvenene siz olsanız ne dersiniz?



Yazarın Tüm Yazıları