BU son Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) olayı ilk değil. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin yaptığı sınavlara özellikle son yıllarda kirli eller giriyor. Sınav sorularını, bakıyorsunuz birileri çalıp kendi camiasının mensuplarına iletiyor. Nitekim önceki yılların “polis” okullarına giriş sınavında da bu yaşandı.
Önce onları anımsatalım: Gerçi “Polis teşkilatının” Fethullah Gülen Cemaati tarafından ele geçirildiği iddiası en az 15 yıl öncesine kadar gidiyor ama son zamanlarda bunu duymayan kalmadı. Hatta bir aşamada Fethullah Gülen cemaati adına “Bize yakın insanların polis olma hakkı yok mu?” türü bir de açıklama yapıldı. Ama soru o değildi. Soru, “Polis teşkilatında başkalarının hakkını yiyerek yani yasa veya ahlakdışı metotlarla gerçekleştirilen bir yapılanma var mı, yok mu?” idi. Nitekim 13 Eylül 2009’da yapılan Polis Akademisi Meslek Yüksekokulları sınavında adaylara sorulan 120 sorudan 88’inin, Fethullah Gülen cemaatine ait Pendik’teki FEM Dershanesi’ne mensup öğretmenler tarafından belli öğrencilere, “KPSS Deneme Sınavı soruları” numarası altında, önceden verildiği ortaya çıktı. Neticede sınav iptal edildi ve 60 bin kadar öğrenci yeniden sınava sokuldu. Bu örnek henüz -en azından konuyu izleyenlerin zihninde- taze iken, 10 Temmuz 2010 günü yapılan ve 800 bin kadar adayın katıldığı Kamu Personel Seçme Sınavı’nda da, -bazıları karı koca; bazıları yakın komşu olan- 500 adayın eşi görülmedik bir performansla “en yüksek puan” aldığı ortaya çıktı. Siz burada “örgütlü bir kopyacılık olayı” olduğunu düşünmez misiniz? Tam da Hanefi Avcı’nın “Haliç’teki Simonlar” isimli kitabında, “Fethullah Gülen cemaatinin, devletin tüm kurumlarını ele geçirmek için akla gelebilecek her metodu uyguladığını” kamuoyuna duyurduğu günlerde... Gerçi Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan’ın hiç de kendisini hedef almayan iddialar karşısında önce “Biz kopya yapıldığını gösterecek bir veriye ulaşamadık” demesi, sonra da “Bu meselenin yanıtını verdikten sonra bırakıp ayrılacağım” diye tepki göstermesi “Acaba iddialar temelsiz mi?” kuşkusuna yol açtı. Ama bizzat Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan da, “ortada örgütlü bir kopya olduğu” iddiasını ciddiye aldığını söyledi. Dahası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bile iddiaları Devlet Denetleme Kurulu’na inceleteceği kamuoyuna yansıdı. Son olarak Türk Eğitim-Sen isimli sendika Genel Başkanı İsmail Koncuk, soruların ham halinin sınavdan önce Uludağ Üniversitesi mezunu bir adayın e-posta adresine gönderildiğine ilişkin kanıtları ortaya koydu. “Soruların sadece 50-100 kişiye değil binlerce kişiye ulaşmış olacağını” ileri sürdü. Bu olayın “cemaat” işi olup olmadığını elbet bilmiyoruz. Ama inceleyip gerçeği ortaya çıkarmaya değeceğini söylüyoruz.