En’el Hakk...

DENİZ Baykal'ın nereden başlayıp nereye geldiğini gözden geçirirseniz, Hallac-ı Mansur gibi bugün ‘‘En’el Hakk’’ yani ‘‘Yaratan benim’’ demesine hayret etmemeniz gerekir.

O bir tarihte Ankara'daki Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin Siyaset Bilimi kürsüsünde, ağzı laf yapan, gelecek vaat eden, demokrasiyi içine sindirmiş görünen genç bir öğretim üyesi, bir doçent idi.

Her yerde ve en ateşli şekilde demokrasiyi savunduğuna tanık olanların gözünde ‘‘bir gün lider olması gereken adam’’dı.

Oldu da... Olmak için hiç de az uğraşmadı. Hizipçiliğin şahını yaptı. Parti içi oyunların üstadı payesini hak etti. Yeri geldi bekledi, yeri geldi anlaştı, yeri geldi kavganın en sertini üstlendi.

Ama bizim siyaset yaşamımızın -lanet olası- temel ilkesinden hiç sapmadı:

Lider hata yapmaz.

O yüzden 1999 seçimlerinde CHP'yi Meclis dışında bırakmak onun hatası değil, milletin hatası idi.

Nitekim aynı anlayış CHP kadroları tarafından da benimsenmiş olmalı ki, Cumhuriyet'i kuran partiyi Meclis dışına taşıma başarısını (!) gösteren lideri, istifasını izleyen ilk kurultayda tekrar baş tacı etti.

Ve Deniz Baykal -haklı olarak- kendisini Hallac-ı Mansur gibi görmeye başladı.

Şimdi CHP'de yaşananlar o nedenle sürpriz sayılmamalıdır. Çünkü Deniz Baykal'a, ‘‘Sen bizim efendimizsin. Ne emredersen o olur’’ mesajını ne siz verdiniz ne de ben. CHP'nin üyeleri yani kurultay delegeleri verdiler.

O da, dün kendisi Genel Sekreter, Erdal İnönü Genel Başkan iken, Parti Meclisi'ndeki militanlarına önceden kararlar aldırıp bunları Genel Başkan'a ve Parti Meclisi'ne dayatan (ve bunu demokratik bir hak olarak savunan) sanki kendisi değil de başkası imiş gibi, şimdi Parti Meclisi'ne kendi isteğine aykırı birkaç kişi girmesin diye CHP'yi Tek Parti Dönemi usulleriyle yönetmeye kalkıyor. Bu amaçla ‘‘Blok Liste’’ denen despotik aracı delegelere kabul ettirmeye çalışıyor.

‘‘Çarşaf liste bir aldatmaca imiş. Çünkü delegeler seçimi ellerine tutuşturulan anahtar liselerle yapıyormuş. Oysa blok liste seçilecek ekipte uyum sağlamak yönünden daha sağlıklı imiş.’’

Sanki herkes çok enayi... Kurultayın birinci günü kendisinin Genel Başkanlı'ğa yeniden seçileceğinden emin ya... Ertesi gün kim kaç adet liste çıkartırsa çıkartsın, kendi blok listesinin sandığa atılacağını biliyor.

Baykal bunları bir zamanlar, parti içi demokrasiyi yaşatmak için Genel Başkanı İsmet İnönü'ye bile ‘‘Biz kapıkulu değiliz Paşam!’’ diyen Genel Sekreter (merhum) Kamil Kırıkoğlu'nun partisinde yapmaya kalkıyor.

O tarihte, yani 1972'de Deniz Baykal henüz Siyasal Bilgiler'de öğretim üyesiydi. Olayları yakından izlememiş olabilir.

Parti içi demokrasiye sahip çıkan CHP örgütü sonraki ilk Kurultay'da liderliğe Bülent Ecevit'i getirdi. Çünkü CHP'nin kurultay delegeleri, onurları ile İsmet İnönü gibi bir milli kahraman arasında seçim yapmaya zorlanınca onurlarını seçtiler.
Yazarın Tüm Yazıları