Paylaş
Rakibinden bir tane eksik oy alırsa istifa edip gitmeye söz veren hanımefendinin o konuda da herkesi aldattığı görülüyor:
Ankara'daki arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre DYP'nin son seçimdeki muhteşem yenilgisi üzerine kendisine ‘‘çekilmesini’’ tavsiye edenlere, ‘‘Gitmem mümkün değil’’ diyormuş.
Gitmesi neden mümkün olmasın?
Acaba kendi ifadesiyle, ‘‘Bin yılda bir kere gelebilecek’’ (El-hakk öyledir! O nedenle bu risk az da olsa hep vardır) biri olduğu için mi?
Yoksa, şimdiye kadar parti lideri olmanın verdiği güçle üstünü kapattığı ayıplarını artık kapatma şansı kalmayacağından korktuğu için mi?
Bize kalırsa bu daha doğrudur.
Yoksa siyasi hayata kendisinden daha büyük bir yalancı gelemeyeceğini bildiği için mi?
Kuşkusuz bu da doğrudur.
Bunların hepsi doğrudur, ama 1980 sonrasında bile seçmenden yüzde 27 oranında destek sağlamış köklü bir siyasi görüşün, böyle bir kişiye emanet edilemeyecek kadar önemli ve değerli olduğu da doğrudur.
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in kendisini ikide bir merhum Adnan Menderes'e benzettiğini bilirsiniz.
Seçim yenilgisi üzerine DYP'nin yeni seçilmiş milletvekilleri ile partide sözü geçeceğini bildiği Necmettin Cevheri gibi bazı isimleri çağırıp kendisini desteklemelerini istediğine ilişkin haberleri okuyunca, ‘‘gerçekten Menderes'le aralarında bir paralellik söz konusu’’ diye düşünmekten kendimizi alamadık:
Adnan Menderes de ikbal sarhoşluğu içinde ‘‘odunu aday göstersem mebus yaparım’’ dediği sıralarda parti içindeki tüm muhalifleri tasfiye hevesine kapılmıştı. Ama baskısı bir aşamada ters tepti. Muhalifler bazı yolsuzluk iddialarını gündeme getirip partinin Meclis Grubu'nda Menderes'i o kadar kötü sıkıştırdılar ki, 28 Kasım 1955 tarihli toplantıda tüm bakanlar teker teker grup kürsüsüne gelip, istifalarını açıkladılar. İşte o ağır darbe üzerine Menderes de aynen şimdi Çiller'in yaptığı gibi DP milletvekillerini teker teker çağırıp onları ‘‘kendisini desteklemeye’’ zorladı.
Doğrusu sonunda bunu sağladı. Yeni hükümeti yine kendisi kurup güvenoyu aldı. Ama eski huylarının hiçbirinden vazgeçmeyince hem rejime, hem de kendisine yazık etti.
Gerçi Menderes'inki kadar hazin akıbet artık Türkiye'de hiçbir politikacı için söz konusu değildir ve olmamalıdır ama...
Keşke Çiller'in yakın dostları kendisine iyilik edip, daha da zor günler yaşamaya mecbur kalmadan çekilmesini sağlasalar... Çünkü bugüne bile şükredeceği günler onu bekliyor.
Paylaş