Diaspora...

TÜM yaşamlarını Türk ulusuna "soykırım" lekesi sürmeye adamış olan Ermeni lobisi ve Ermeni diasporası yani Ermenistan dışında yaşayan Ermeniler, saldırganlık ve iftira dozunu giderek artırmaya başladılar.

Doğrusu iyi çalışıyorlar. Her yayını, her konuşmayı, her kitabı, her bildiriyi yakından izliyorlar.

Yurtdışına giden Türk yetkililerin her yerde karşısına çıkıyorlar. Ellerinde dövizlerle, pankartlarla hepimizi "katil" ilan ediyorlar.

Konuşma mı yaptınız? Hemen çıkıp itiraz ediyor; yayın mı yaptınız? Derhal yanıt gönderiyor; kitap mı çıkarttınız? Hemen piyasadakileri satın alıp ortadan kaldırıyorlar. Sonra da yayıncıyı tehdit edip bir daha istemedikleri türden kitap basılmasını önlüyorlar.

Son ve somut örneği TIME Dergisi örneğinde yaşadık. Dergi, bu tür baskı sonunda, "Türklerin yaptığı soykırımı" (!?) gösteren bir DVD’yi Avrupa’daki 550 bin okuyucusuna dağıttı. Ayrıca "Bundan böyle biz de soykırım diyeceğiz" açıklamasını yaptı.

Çeşitli ülkelerdeki radyolara, televizyonlara bu doğrultuda programlar koydurttular, filmler çevirttiler. Karşı tezi savunanları her yerde susturdular. Saldırganlığı ve edepsizliği birkaç ay önce vefat eden Prof. Stanford Show gibi, iftiralarına karşı duranları ölümle tehdit edecek boyuta götürdüler. Hatta yanlış anımsamıyorsak evine patlayıcı attılar veya yangın çıkardılar.

En güzide 41 diplomatımızı katleden ASALA isimli cinayet şebekesini de onlar beslediler.

ABD’den gelen haberlere göre diasporanın uzantıları, şimdi de "Türklerin soykırım yaptığının kabul edilmesi" amacıyla Kongre’ye sunulan öneriye Türkiye’nin karşı çıkmasına çok kızmışlar. Bu öneri altında imzası olan Temsilciler Meclisi üyeleri Frank Pallone ve Joe Knollenberg, Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Tom Lantos’a bir mektup yollayarak, Türkiye’nin ABD’yi "utanma duygusundan yoksun" bir şekilde "tehdit" ettiğini ileri sürmüşler ve "Türkiye’nin, söz konusu karar Kongre tarafından kabul edilirse, iki ülke ilişkilerinin derin yara alacağına hatta kesilmesi taleplerini göğüslemenin çok güç olacağına" ilişkin görüşlerini "kabul edilemez ve derin(den) tahkir edici" bulduklarını söylemişler.

Bu iki üyenin ayrıca dediği gibi Türkiye, ABD’nin Irak’taki birliklerine ikmal yollarını kesme tehdidinde bulundu mu, bilmiyoruz. Kızgınlıklarının bir sebebi olarak da bunu ileri sürüyorlar.

Biz Türkiye adına hiçbir yetkilinin bu kadar ahmakça bir şey söyleyeceğini sanmıyoruz. Çünkü onu diyecek ülkenin ABD’ye bu kadar bağımlı olmaması gerekir.

Ama sayınız ki birileri dedi... O sözün yaralayıcılığı 4 Temmuz 2003 tarihinde, ABD adına askerlerimizin başına Irak’ta çuval geçirip kelepçe takmaları ve eziyet etmeleri kadar aşağılayıcı mı?

Amerikalıların akıllarına gelen her şeyi yapma, her şeyi söyleme hakkı ve yetkisi mi var?

Bu kadar şımarıklığın, bu kadar küstahlaşmanın bir bedeli olacağını ve onu bir gün mutlaka ödeyeceklerini ne zaman öğrenecekler?
Yazarın Tüm Yazıları