TARTIŞACAK konu yaratmakta ustayız ya... Sorun çözmeyi beceremeyince tartışacak sorun üretiyoruz.
Son olarak "Derin devlet nedir?" tartışmasına kilitlendik.
Bu sorunun yanıtını bilene biz rastlamadık.
Önce "derin devlet" konusunu ortaya atan Başbakan Tayyip Erdoğan’dan başlayalım.
Başbakan, Kanal 7 TV’deki "İskele Sancak" isimli programda:
"Derin devlet tanımına katılmıyorum diye bir şey yok. Niye olmasın? Osmanlı’ya dayanıyor. Gelenekten gelen bir şey. Bunu minimize etmek, mümkünse yok etmek, bunu başarmak önemli" diyerek tartışmayı başlattı. Sonra tanımlamayı biraz daha netleştirdi:
Derin Devlet Başbakan’a göre, bir bakıma "kurumların içindeki çeteleşme" imiş. Bu düşüncesini de Etiyopya gezisine katılan gazetecilere, uçakta söyledi. "Bu tür bir yapı var. Bugüne kadar bu tür bağlantıların üzerine gidilemediği için bedelini hem millet, hem devlet olarak ödedik" dedi. Eğer yasama, yürütme ve yargı el ele verirse sonuç alınabileceğini vurguladı.
Gazetelerde izlemişsinizdir. Bu sözler üzerine "derin devlet" kavramını tanımlamayan nerdeyse kalmadı.
Sayın Süleyman Demirel’e göre "derin devlet, normal devletin raydan çıkmış hali" imiş. "Kökünde ya devlet yıkılırsa?" korkusu yatarmış. O yüzden birileri harekete geçmek gereğini duyarmış. İşte "derin devlet" denen şey, "Devleti biz kurtaralım" diyenlermiş.
Sayın Kenan Evren’inde Demirel’in tanımlamasına benzer bir açıklaması var. "Devlet zaaf gösterirse, derin devlet müdahale eder... Etmiştir... Kimse (12 Eylül 1980 müdahalesi öncesinde bize) ’Paşam müdahale etmeyin’ demedi. Bilakis, ’Edin... El koyun’ denildi" diyor. (Bu alıntıların kaynağı 1 Şubat 2007 tarihli Zaman gazetesidir.)
Görüldüğü gibi, derin devlet kavramını herkes, faili meçhul cinayetlerden, Susurluk çetesine ve Şemdinli olaylarına kadar aklına takılan hangi olay varsa onunla açıklıyor.
Derin devlet nedir, var mıdır, yok mudur, in midir, cin midir, biz de bilmiyoruz. Ama yapılan tanımlamalardan anlıyoruz ki, bilmeseler de insanlar belirli noktalarda birleşiyorlar:
Önce "hukuk tanımayan" bir güçten söz ediliyor. Ama bu gücü kimileri "devletin -veya vatanın- yüksek menfaatlerini koruma" iddiası, kimileri "devlet içinde çete kurup çıkar sağlama" çabası ile açıklıyor. Birincisi "hükümet darbesi" yapmayı "derin devlet"le açıklıyor, ikincisi "devlet gücünü kullanarak çıkar sağlamayı" derin devletin marifeti sayıyor. Derin devleti, çıkar amaçlı çete kuran kamu görevlileri sanıyor.
Derin devletin var olduğunu iddia etmek aslında, "ülkemizde hem etkin şekilde görev yapan hem de her kararının, her eyleminin hesabını veren, bir başka deyişle SAYDAM bir devlet yok" demektir.
Çünkü aksi halde kimse ne çeteleşebilir ne de darbeciliğe soyunur.
Derin devleti o nedenle kapı arkasında aramayalım. O, bizi yönetenlerin zaafında yatıyor.