HÜKÜMET ile PKK arasında bir diyalog kurulması iyi midir, değil midir ayrı mesele.
Siz “iyidir” dersiniz, örneğin biz “değildir” görüşünü savunuruz. Ama “Bir diyalog kurulmuş mudur, kurulmamış mıdır?” sorusuna yanıt arıyorsak, “gerçeği” konuşmamız lazım.
Şimdi mesele bu!
İsterseniz önce PKK’nın Kandil lideri Murat Karayılan’ın 18 Ağustos 2010 günü PKK’ya yakın bilinen Fırat Haber Ajansı’na verdiği demeci okuyalım: “(...) Açıklanmasında bir sakınca görmediğimiz diğer önemli bir gelişme de; devletin, önderliğimizle (Abdullah Öcalan) geliştirdiği diyalog temelinde ateşkes talebinde bulunmasıdır.
Aslında önderliğimiz aradan çekilmişti, ancak talep üzerine yeniden devreye girerek, hem yapılan çağrıları ve hem devletten doğru gelen istemi de dikkate alarak, bir kez daha barışa ve demokratik çözüme şans tanınması için hareketimize bir mesaj gönderdi.
Değerlendirme sonucunda, hareketimiz barışa bir şans verilmesini yerinde buldu.”
Görüyorsunuz bu sözlerde “ama”, “mama” yok. Gayet net.
Lakin bunları Başbakan Tayyip Erdoğan da gayet açık bir dille, bir değil belki beş kere yalanladı. Kendisinin veya hükümetin “Terör örgütü ile müzakere yaptığını iddia edenleri” müfterilikle suçlamakla kalmadı. “Bugüne kadar böyle bir müzakere olmamıştır, olmayacaktır” dedi.
O da iyi...
İyi ama Başbakan Erdoğan’ın Yalçın Akdoğan isimli Danışmanı’nın Star Gazetesi tarafından yayınlanan “Açık Görüş” ekindeki yazısındaki:
“Hükümetin, PKK gibi bir terör örgütü ile müzakere etmesi söz konusu değildir. Elbette devletin kuruluşlarının cezaevinde kalan bir mahkûmla ister istemez diyaloğu olacaktır. Bunu pazarlık diye yorumlamak yanlış. Eylemsizlik kararı, PKK’nın veya BDP’nin iradesiyle ortaya çıkmadı. Kilit rolü oynayan Öcalan’dır. Örgütün yanlış gidişatını görmüş ve bu sürece müdahale etmiştir” cümlelerine ne diyeceğiz?
Gördüğünüz gibi Akdoğan da -Başbakan gibi- “Müzakere olmadı” diyor ama “Diyalog olmadı” demiyor veya diyemiyor.
Nitekim dünkü Haber Türk Gazetesi’nde, PKK’nın önde gelen isimlerinden eski Van milletvekili Remzi Kartal’ın, Erbil merkezli “Kürdistan Haber Ajanjı”na atfen yayınlanan sözleri bize bu konuda ışık tutuyor.
Buna göre Kartal:
“Çok yoğun bir düzeyde, giderek artan çatışma ortamının referandum sürecini AKP aleyhine olumsuz etkileyeceği açıkça görülmekteydi. Bu olumsuz (...) gelişmeler karşısında AKP’nin yeni bir arayış içine girdiği söylenebilir. Bu temelde Önderliğimiz de (...) yeni bir durum değerlendirmesi yapmıştır” demiş. Bununla da kalmamış:
“Önderliğimizle yapılan diyaloglar elbette ki devletin ve hükümetin bilgisi dahilinde, ilgili kurum ve yetkililer tarafından yapılmaktadır. Ancak bu konunun hassasiyeti nedeniyle detayların kamuoyuna yansıtılmaması da anlaşılır bir durumdur” diye ilave etmiş.
Siz hâlâ “Heron”ları PKK’nın üstünden kimin çektiğini arayın.