GAZETECİNİN görevini “adam gibi” yaptığını daha ikinci sorusundan anlıyorsunuz.
Ciddiyeti ve kalitesiyle tanınan Wall Street Journal’ın (WSJ) bir mensubu Başbakan Erdoğan’la mülakat yapmış. Haftada en az beş mülakat veren Başbakan Erdoğan’a uzun yıllardır hiçbir Türk gazetecinin sormaya cesaret edemediği sorular yöneltmiş.
Birçoğumuz gibi biz de, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 1994’ten beri bildiğimiz Tayyip Erdoğan’ın, “Anayasal sistemle kavga etmekten vazgeçmek gerektiğini görünce” görüşlerini değiştirdiğini ve “demokratik rejimi benimsediğini” sanıyorduk değil mi? Meğer böyle düşünenler kendilerini aldatır dururlarmış. Bakınız arkadaşımız Razi Canikligil’nin özetlemesiyle WSJ’a dediklerini okuyalım: WSJ: 1990’lı yıllardaki konuşmalarda söylediğiniz bazı şeyleri muhtemelen bugün tekrarlamazsınız. Türkiye AB üyesi olmamalı söyleminiz, NATO’ya karşı olmanız, “Şeriatçıyım” ve “Müslüman ve laik olunmaz”. 90’lı yılların ortalarından sonuna doğru, dramatik bir şekilde değiştiniz. Niye ve ne zaman değiştiğinizi anlatır mısınız? Erdoğan: Tabii ki... Bizim bir kimse aynı anda hem Müslüman hem de laik olamaz bakışımız aynı ve hiçbir şey değişmedi. Çünkü İslam bir din, laiklik ise bir din değildir. Bir kimse laik olamaz. Devlet laik olur. Bir kimse dindar veya Müslüman olabilir. Bu iki şeyi karıştırmamalıyız. Şu anda dindar bir Müslüman başbakan olarak, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı ve onun savunucusuyum. Bu sözleri geçmişte başka liderler de söyledi. Eski Cumhurbaşkanı olan Özal ve Demirel’e baktığınızda, aynı açıklamaları görürsünüz. Ben söylediğim zaman tartışma yaratıyor. Diğer konuya gelince... 1970’lerde AB’ye karşıydım. Neden, çünkü o dönemde Birliğe sadece bir pazar olacağımız, AB’nin de satıcı olacağı tezi vardı. (...) O dönemde AB değil, Avrupa Ekonomik Birliği vardı. Sonradan siyasi ve sosyal birliğe dönüştü. (...) Şimdi onun vazifesi değişik, şartları değişik. Bizim, partimiz kurulduğundan beri, bu konuya bakışımız epeyce değişti. (...) WSJ: Öyleyse 1990’lı yılların başından bu yana görüşlerinizi hiç değiştirmediniz? Erdoğan: Tabii ki değiştim. AB’ye yönelik yaklaşımlarımda değişiklik olmasaydı, bugünkü gibi olmazdı. (...) WSJ: Tekrar 1990’lara dönersek, demokrasinin hedef değil bir araç olduğunu söylediniz. Buna hâlâ inanıyor musunuz? Erdoğan: Hâlâ aynı görüşteyim. Bence WSJ de aynı görüştedir diye umuyorum. Hedef insanların mutluluğudur. (...) Sadece demokrasi için söylemiyorum, tüm sistemler için konuşuyorum. Tümü araçtır. Hedef insanlık ve insanlığın mutluluğudur. Mademki Başbakan “Bir insanın hem laik hem Müslüman olamayacağını” ısrarla söylüyor... Ve mademki “demokrasi” sonunda bir otobüs yahut tramvay türü bir araçtır şeklindeki görüşlerinin değişmediğini söylüyor... Biz de yarın onlarla ilgili düşündüklerimizi paylaşalım.