Oktay Ekşi: Cüppeli Ahmet Hoca'lar

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Siz bu satırları okurken ben herhalde Uğur Dündar'ın dün akşam Kanal-D'de yayınlanacağı bildirilen Cüppeli Ahmet Hoca bandını izlemiş olurum.

Aslında Dündar'ın kamuoyuna neleri duyuracağına ilişkin bilgi, dünkü Hürriyet'te vardı.

Cüppesiyle maruf (bilinen) bu Ahmet Hoca isimli kişi, kafasının içi örümcek ağı bağlamış, yüreği insan sevgisi tanımamış biri kendi ülkesinin insanları, kendi Silahlı Kuvvetleri ve kendi devleti hakkında ne kadar yıkıcı olabilirse o kadar yıkıcı olmaya gayret etmiş. Uydurduğu her yalana dini bir kılıf giydirerek din duyguları güçlü insanları aldatmaya çalışmış. Örneğin 1939 Erzincan Depremi için uydurduğu yalana göre ‘‘evliya olan biri’’ (kim?) depremin olacağını rüyasında görmüş (Bunlar palavralarının ortaya çıkmasına engel olmak için hep rüyada görme yalanını kullanırlar). Ama Erzincan Valisi bu zatın uyarısını dinlememiş. O yüzden Erzincan yerle bir olmuş.

Şimdi nasıl tahkik edeceksiniz bu lafın doğru olup olmadığını?

Uydur uydur söyle...

Daha pek çok ve pek seviyesizce uydurulmuş yalan ve iftira var.

Hürriyet'teki haberin yanında, Beykoz Belediyesi Refah Partisi'nin elinde iken, belediye sınırları içinde ve belediyenin desteğiyle Cüppeli'nin hazine arazisi üzerinde yaptırmaya başladığı 20 bin kişi kapasiteli cami ve külliyenin Milli Emlak'e aktarılmasına karar verildiğini bildiren ayrı bir haber vardı.

Demek ki devletimiz bu kaçak külliye meselesini, olayın ortaya çıkmasından -yanılmıyorsak- 5 yıl sonra nihayet çözmeye karar vermiş.

Beş yıl bir bakıma çok geç kalındığını gösteren bir süre... Ama aynı devletin pek çoğu Süleymancı'lara ait ve sayılarını geçen gün arkadaşımız Kamuran Zeren'in 1357 olarak verdiği yurtlar konusunda neden bir türlü ciddi bir önlem almadığını dikkate alırsanız, 5 yılı önemsemezsiniz.

Yıllardır biz bu yurtları yazarız. Yurt denen bu Yobaz Üretim Merkezlerinin, kaymakam ve valilerin gözleri önünde, yüz binlerce (Zeren'e göre 70 bin) çocuğu din adına zehirlediklerini, onları geleceğin birer Cüppeli Ahmet Hocası olarak yetiştirdiklerini ilan eder dururuz.

Ama şanlı devletimizin gücü nedense bu yurtlara yetmez. Örneğin bu yurtları kamulaştırıp Milli Eğitim Bakanlığı'na devretmeyi kimse düşünmez. Konu iki satırlık bir kanun gerektiriyorsa, kimsenin eli ona uzanmaz.

Bir örnek verelim: Hukuka aykırı bir yasayla siyasi partileri bir günde kapatan 12 Eylül yönetimi bile bu yurtlara dokunmadı veya dokunamadı.

Bir itirafta bulunmamızı ister misiniz?

Bizim bu devlete de, devleti yönetenlere de aklımız ermiyor...

Bir yandan bu çocukların Cüppeli Ahmet Hoca olarak yetişmelerine göz yumup sonra da ‘‘Bu Hizbullah nereden çıktı?’’ diyene sizin aklınız erer mi?

Yazarın Tüm Yazıları