HER sene bu mevsimde bu felaketi yaşıyoruz. En güzel varlıklarımızdan biri, belki de birincisi demek gereken ormanlarımızı, yangın yüzünden elimizden çıkartıyoruz.
Ama yine de akıllanıp yeterli önlem almıyoruz.
"Daha ne alalım?" diyenleri duyar gibiyiz.
Uzmanların vereceği yanıtı kimse bizden beklemesin... Biz, her yıl bu ülkenin ortalama 5 bin hektar ormanı kül oluyorsa, yetkililerin bu rakamı düşürecek çareler üretmek için orada olduklarını düşünmek ve savunmak durumundayız.
İşlerini tam yapmış olsalardı, istatistikler "Son elli yılda orman arazileri 44.3 milyon hektardan 20.7 milyon hektara indi" demezdi.
Bu rakamlar bahane kabul etmeyecek kadar açık.
O nedenle "Yangın söndürecek ekipmanımız yok... Uçak kiralayacak paramız yok... Eğitilmiş yeter sayıda elemanımız yok... Yangına müdahalede görev alacak sivil toplum örgütlerimiz yok..." gibi sözlerin onu söyleyenin aczinden başka hiçbir şey göstermediğini iddia ediyoruz.
Bunlar yoksa, bütçenizi o eksikleri giderecek şekilde düzenleyin... "Maliye Bakanlığı vermiyor" demeyin, onlara "Kendi bürokratlarınızın maaşlarını artırmanın yolunu nasıl sessizce buluyorsanız, ülkenin ormanlarını kurtaracak araç gereç, uçak, alet... her ne ise onları almak için de çözüm bulursunuz" deyin.
Vermezlerse, yahut talep ettiğiniz ödeneği keserlerse kamuoyuna "Ormanlarımızın yok olmasının gerçek sebebi bunlardır" diye şikáyet edin.
Bakanlığın resmi web sitesine bir göz atarsanız sadece 2003 yılında yanan ormanlar yüzünden yaklaşık 22 katrilyon lira tutarında zarara uğradığımızı görürsünüz.
Elbet yangın önleme amaçlı donanım ve diğer giderlerin yangın sayısını sıfıra indireceğini söylüyor değiliz. Ama bu 22 katrilyon liranın (14-15 milyar doların) belki 2 katrilyona (1.3 milyar dolara) indirilebileceğini savunuyoruz.
Şimdi söyleyin:
Belki 200 yahut 300 milyon dolarlık bir kaynak ayırırsanız yaklaşık 10 milyar dolarınızı kurtarabilecekseniz, o ödeneği vermemenin bir mantığı olabilir mi?
Eğer vermezseniz -dünkü gazetelerde vardı- Yunanistan gibi Türkiye’nin topu topu 6’da 1’i büyüklüğündeki bir ülkede yangın söndürme amacıyla kullanılabilecek uçak sayısı 25 iken bizimki 2’de kalır.
O zaman da ormanlarımız içindeki tüm canlılarıyla birlikte cayır cayır yanar, biz de çaresiz seyrederiz.
Yazıyı İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melih Boydak’ın iyimserlik veren önerisiyle bitirelim:
Boydak, "Yangından sonra gerekli koruma sağlanır ve orman mühendisliği bilgisi dahilinde çalışmalar yapılırsa, yangınların olumsuz etkileri kısa sürede giderilebilir. Bu dönemde keçi otlatma gibi olumsuz insan müdahalesi olmaması gerekir" diyor.