CUMHURBAŞKANI Ahmet Necdet Sezer’in önceki gün, yeni hükümet listesini kendisine sunmaya gelen Başbakan Tayyip Erdoğan’a, "Listeyi çıkartmanıza hiç gerek yok. Bunu yeni cumhurbaşkanına sunun" demesi dünkü iktidar borazanı gazetelerle aynı telden çalan sütunları şaşkına çevirmişti.
Kimi Sayın Sezer’e kızgınlığını "Sezer’lik yaptı" diyerek dile getirmişti.
Kimi Sezer’in Danıştay’a, YÖK’e tayin yapıp da kabinenin atanması işlemini bir sonraki cumhurbaşkanına bırakmasını "Sezer’in tutarsızlığı" olarak sunmuştu.
Tabii Sezer’in Erdoğan’ın bir jest yapıp, listeyi Sezer’e sunma inceliği göstermesine karşılık olarak Sezer’in aynı şekilde zarif davranıp "Listeyi sizinle uzun süre çalışacak olan yeni cumhurbaşkanının inceleyip onaylaması kabineyle cumhurbaşkanı arasındaki uyum yönünden daha isabetli olur" mesajı verdiğini söyleyen de...
Ama belli ki olayın özünü herkes görmekteydi. Çünkü özellikle seçimden sonra pek afralı tafralı yazılar yazan bir kalem, Sezer’in bu hareketiyle Anayasa’nın kendisine yüklediği görevi yerine getirmediğini, böylece ülkeye gün kaybettirdiğini iddia ediyor; bir başkası Sezer’i Cumhurbaşkanlığına değil Devlet Başkanlığı’na layık gördüğünü ifade ediyor, üçüncüsü "Cumhurbaşkanının mizah duygusunun ve yönetim becerisinin berbat olduğunu" söylüyordu.
Sezer’e dönük eleştirilerin yoğunlaştığı nokta da özetle şu:
"Madem görev döneminin sonuna geldi diye yeni hükümetin atama işlemini yapmıyorsun, o halde Danıştay üyeliğine, YÖK üyeliğine, Uyuşmazlık Mahkemesi üyeliğine yapılacak atamaları neden gelecek cumhurbaşkanına bırakmayıp imzalıyorsun?"
Bizde insanlar gerçeğin sadece işine gelen kısmını kullanır, ona dayanarak hüküm verirler.
Nitekim bu olayda da asıl sebebi hep göz ardı ederek ahkam kestiler.
Oysa kanımızca Cumhurbaşkanı Sezer’in, kendisine kabine listesini getirip "onaylamasını" isteyen Tayyip Erdoğan’a verdiği yanıt bir "jest" değil, alenen ve resmen "rest"tir.
Sadece Sezer değil siz aynı durumda aynı resti çekerdiniz. Çünkü listeyi getiren zat, sizi Cumhurbaşkanı değil, Çankaya Noteri gibi gördüğünü bir gün önce ilan etmiş, gazetecilere aynen:
"Kendisine seçilmişlerden oluşan bir kadro sunuyorum. Burada biz bir takım kuruyoruz. O takımda kimi nereye monte edeceğim noktasında ben bilirim. Sayın Cumhurbaşkanımız sunacağım kabineyi (...) anlayışla karşılayacaktır" demiş. Bir başka deyişle "Onaylamazsa ben de listeyi alır, yeni cumhurbaşkanına sunarım" mesajı vermiş.
Oysa Anayasa’nın 8’inci maddesi "Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından (...) kullanılır ve yerine getirilir" demektedir. Zaten cumhurbaşkanı onaylamadıkça hükümetin kurulamamasının nedeni de budur.
Öyle konuşan Başbakan’ın listesi açılmadan ona iade edilir.