HÁKİMLER ve Savcılar Yüksek Kurulu, (HSYK) dünkü toplantıya da katılmayan -böylece kurulun toplanmasını engelleyen- Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fahri Kasırga hakkında Yargıtay Birinci Başkanlığı’na "suç duyurusu" yapmaya karar vermiş ve bu amaçla bir de tutanak düzenlemiş.
Anlaşılan HSYK üyeleri, müsteşarın, "Anayasal bir organın görev yapmasını engelleyerek suç işlediğini" ileri sürecekler.
Bugünkü iktidar sayesinde "müsteşar" tipi hayli değişti. Örnekleri bilirsiniz:
Başbakanlıkta bu devletin temel ilkelerine karşı olduğunu ilan eden bir müsteşar var.
Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki müsteşarın yasalara aykırı işlemleri nedeniyle "hapis cezası" alması, artık haber değeri taşımayan olağan bir olay haline geldi.
Gümrüklere bakan Devlet Bakanlığı’ndaki müsteşar vekili suçlamalar nedeniyle görevden ayrıldı.
Sağlık Bakanlığı’nda benzeri bir durum var.
Şimdi bir de Adalet Bakanlığı Müsteşarı’nıyargı huzuruna çıkmış, "Suçum yok hákim bey!" derken görürsek anlaşılan şaşmayacağız.
Neyse o konunun bir başka tarafı. Bizi ilgilendiren -birkaç gündür ısrarla yazdığımız için konuyu tekrar özetleyecek değiliz- "HSYK’nın adalet tarihimizde -yanılmıyorsak- ilk defa gördüğümüz, verdiği yargı bağımsızlığı mücadelesine kimlerin ne kadar destekte bulunduğu?" sorusu.
Biliyorsunuz bizim avukatlar, haktan hukuktan söz açılınca ilamaşallah mangalda kül bırakmazlar.
Lakin bireysel ortamda "hak", "hukuk" ve "adalet" savaşçısı olan avukatlarımız nedense "yargının bağımsızlığı" konusunda başlayan bu onurlu kavgaya hiç ilgi göstermiyorlar. O nedenle ne seslerini duyuyoruz, ne de tepkilerini...
Haklı olarak "Adaletin bir unsuru yargıç, ötekisi savcı, üçüncüsü de avukattır" diyenler neredeler?
Yargıcın baskı altına alınabildiği bir sistem içinde yapılan avukatlığa avukatlık denebilir mi? O olsa olsa bir tür hokkabazlıktır yahut da en iyimser tanımlamayla "dosya takipçiliği"dir.
Onca yıl hukuk okuyan, hukuk yiyip hukuk içen ve sayıları yanılmıyorsak 80 binden fazla olan avukatlar da bu kavgaya sahip çıkmazsa kim çıkacak?
Barolar nerede? Barolar birliği nerede?
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) adıyla kurulan ve tüzüğüne göre "yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını ve yargıç güvencesini" amaç edinen derneğin bu konudaki barutu bir atımlık mıydı?
Hadi onlar seslerini çıkarmadılar diyelim, peki ama bunca üniversitenin hukuk fakültelerinde öğrencilerine, "yargı bağımsızlığı, hukuk devletinin temelidir" diyen Anayasa hocaları neredeler?
Bağımsız yargıya sahip çıkmak bu kadar zor veya riskli bir şey mi?
Geri kalmışlığı yoksul bir köyden geçerken, kirli bir bakkal dükkánından bir şey alırken, dört yerine iki ayaklıların trafikte cirit attığı bir ülkede araba kullanırken hissetmek insana normal geliyor da... Hukuk öğrenimi görmüş aydınlar da hukuka sahip çıkmazsa ona ne diyeceğini bilemiyor.