HÜKÜMET programı dün Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından TBMM’de okundu. Herkese "formalite" gibi görünen "güvenoylaması" işlemi de bitince sıra tekrar, yeni anayasa tartışmalarına gelecek.
Hani şu gazetelerde bölük pörçük haberler halinde yer alan anayasa taslağından söz ediyoruz.
Eldeki bilgilere bakarsanız gayet demokratik, iyi, kısa, net bir anayasa taslağı söz konusu.
Zaten biz de bu taslağın mimarı dostumuz Prof. Dr. Ergun Özbudun hakkında bu sütunda bir süre önce çok olumlu şeyler yazdık. Yıllardır tanıdığımız ve iyi bir anayasa bilimcisi, gerçek bir demokrat olduğuna inandığımız Ergun Özbudun’un elinden çıkacak metne güvenle bakacağımızı söyledik.
O yazı çıktıktan sonra yaptığımız telefon görüşmesinde Özbudun’dan, "Anayasa taslağını kamuoyuna açıklamasını" rica ettik. Eğer açıklayamıyorsa, kendisinden onay çıkıncaya kadar yayımlamamak kaydıyla metni görmemize izin verip vermeyeceğini sorduk.
İzin vermezse ona da saygı duyacağımızı peşinen ifade ettik.
Aziz dostumuz, aldıkları karar gereği kimseye -tabii bize de- bu taslağı veremeyebileceğini söyledi... Vermedi... Biz de saygı duyduk.
Lakin kamuoyuna yansıyan haberlerden anlıyoruz ki, her şey bizim düşündüğümüz gibi yürümüyor.
Eğer söz konusu taslak gizli ise, herkes için gizli olmalı... Oysa durum öyle değil...
Bakıyoruz kamuoyunda dikkatin cumhurbaşkanı seçimi, 30 Ağustos törenleri gibi konulara yöneldiği günlerde, anayasa taslağına ilişkin haberler gelmiyor.
Ama dikkatlerin bu konuya yönelmesi söz konusu ise, "A" gazetesinde taslağın şu bölümünden, "B" gazetesinde öteki bölümünden olmak üzere ikişer üçer maddelik haberler yer alıyor.
Yani ortada bir manipulasyon olayı var... Taslakla ilgili bilgileri -belki de Özbudun’un ekibinden- birileri, kamuoyunun dikkatini kendi istediği yere çekecek şekilde gazetelere sızdırıyor. Böylece çok muhtemelen taslağın sadece "üzerine şeker sürülmüş" tabletleri kamuoyuna duyuruluyor. Belki de öteki -yani duyarlık sebebi olabilecek düzenlemelerden- söz edilmiyor.
O zaman, yeni taslak hakkında kamuoyunun dürüstçe bilgilendirildiği iddia edilebilir mi?
Biz son Irak savaşının, kandırılmış kamuoyları desteğiyle açıldığını inkár edebilir miyiz? Daha doğrusu, çağımızın bir "aldatılmış kamuoyları" çağı olduğunu bilmeyenimiz mi var?
İki sene önce, kamuoyumuz ve biz gazeteciler aynen böyle, kamuoyunu yanlış bilgilendiren haberler yüzünden berbat bir Ceza Yasası kazığı yemedik mi?
O nedenle açık söylüyoruz... Yeni anayasa çalışmalarında bir kaşkariko olup olmadığını anlamak için hem Özbudun ekibinin hazırladığı metni hem de bu metnin AKP tarafından değiştirilmiş şeklinitam olarak görmek zorundayız. Yoksa bu süreçten kuşku duymaya mecbur olacağız.