ÜNİVERSİTELERİN Anayasa tarafından da öngörüldüğü gibi "bilimsel özerkliğe" sahip olmasını bu siyasi iktidar nedense bir türlü içine sindiremedi. Aslında "nedense" diye sormaya gerek yok.
Çünkü "her türlü partizanlıktan uzak" bir kamu yönetimi getireceğini vaat ederek iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) bu konuda gelmiş geçmiş tüm iktidarlardan kötü çıktı.
Son örneği TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç eliyle Meclis’e verdikleri ve önceki gün Komisyon’dan geçerek Genel Kurul’a gönderilen yasa önerisiyle ortaya koydular:
Konu 1 Mart 2006 tarihli ve 5467 sayılı yasayla kurulan 15 üniversiteye Kurucu Rektör atanmasıyla ilgili.
Anımsayacağınız gibi bu yasa, yeni üniversiteleri kuracak rektörlerin, Milli Eğitim Bakanı ve Başbakan tarafından belirlenip Cumhurbaşkanına sunulan 3 isimden birini Cumhurbaşkanının ataması yoluyla belirlenmesini öngörüyordu.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer bu işe yürütme gücünün karışmasının "üniversitenin bilimsel özerkliğine" aykırı olduğunu ileri sürdü ve yasayı tekrar görüşülmek üzere TBMM’ye gönderdi. Ama siyasi iktidarımız "Biz dediğimizi yaptırırız arkadaş!" kafasında olduğu ve ne yapıp yapıp rektörlüklere kendi adamlarını getirmeyi aklına koyduğu için yasayı Meclis’ten aynen geçirdi ve yürürlüğe girmesini sağladı.
Ancak Anayasa Mahkemesi söz konusu hükmü iptal etti. Bir bakıma o da "hükümetin eli bu işin içine giremez" dedi.
Böylece "rektör tayini" konusunda boşluk doğunca, Anayasa’ya göre "Yüksek öğrenim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek ve (...) bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler doğrultusunda kurulmasını, geliştirilmesini" sağlamakla görevli olan Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) devreye girdi ve bazı rektörleri, yeni üniversitelerin kuruluşunu tamamlamakla görevlendirdi.
Nitekim söz konusu 15 üniversitenin önemli bir kısmı yakında "rektör seçimi yapmak" için oy verecekler. Böyleceseçilecek 6 isimden 3’ünü YÖK belirleyerek Cumhurbaşkanına sunacak. O da yeni rektörleri atayacak.
İşte tam bu noktada AKP iktidarı telaşlandı. Tayyar Altıkulaç imzasıyla Meclis’e bir yasa önerisi verdirerek, "Kurulan üniversitelerin kurucu rektörleri, iki yıllığına, Milli Eğitim Bakanı’nca belirlenen dört profesör adaydan, Yükseköğretim Kurulu’nun 15 gün içinde seçerek Cumhurbaşkanına sunduğu iki aday arasından Cumhurbaşkanınca atanır" diyen bir yasayı alelacele yürürlüğe koyma derdine düştü.
Şimdi bu yasa önerisinin TBMM Genel Kurulu’ndan hızla geçirilmesi amaçlanıyor. Böylece yeni üniversite rektörlerinin bugünkü Milli Eğitim Bakanı ile Başbakan’ın arzularını yerine getirecek isimlerden oluşmasını sağlanacak.
Peki ama "bilimsel özerklik" nerede kalacak? Onu düşünen yok. Çünkü mesele ülkenin iyiliği değil, iktidarın çıkarı...
Bir başka soru... "Çıkardığınız yasayı Cumhurbaşkanı tekrar Meclis’e gönderirse... Sonra da atanmasını istediğiniz rektörleri atamazsa ne yapacaksınız?"