Paylaş
İNSAN tebrik beklerken bir çuval dolusu azar işitirse ne olur?
Sayın Başbakan Bülent Ecevit ile Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın dün, ‘‘Beyaz Enerji’’ operasyonu ile ilgili olarak basına söylediklerini televizyonlarda izleyince doğrusu bu operasyonda katkısı bulunanlar hesabına çok üzüldük.
Sayın Başbakan adını vermeden Hürriyet'e konuşan bir komutanın sözlerine alınmış.
Çünkü -anlaşılan Jandarma Genel Komutanlığı'na bağlı- bu komutan, ‘‘Bakanın (ANAP'lı Cumhur Ersümer'in) düğmeye basıp operasyonu başlattığı iddiasının doğru olmadığını’’ söylemiş.
Bakan ‘‘Hayır! Olaya önce ben el koydum’’ diyebiliyor mu?
Diyemediğine göre, komutan ne yapsaydı, ‘‘Sayın Bakan bizi uyardı, biz de onun üzerine harekete geçtik’’ mi deseydi?
Evet, bakandan söz ederken ‘‘Bir kere onu(n) kesinlikle üstünü çizin’’ sözü hayli rahatsızlık verici. Ama konu ondan ibaret değil ki...
Nitekim olayla ilgili haberlerde ‘‘Yeşilhisar-Konya enerji iletim hattı ihalesinde yolsuzluk yapıldığı’’ iddiasının daha önce de ortaya atıldığı... Hatta işlemlerin, şimdi gözaltına alınan bürokratlar hakkında dava açılması aşamasına kadar geldiği ama ‘‘dosyanın sümenaltı edildiği ve işlemin aylarca engellendiği’’ bildiriliyor.
Bu eğer gerçek ise şimdi meseleye el koyan jandarmaya ve ona destek veren İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ile emniyet mensuplarına, Sayın Başbakan gibi tarizde mi bulunulur? ‘‘Güya, hükümetimizin bu konularda yetersiz etkinliği göstermediğini ima eder şekilde, hatta imanın da ötesinde iddia eder şekilde bir yayın yapılmıştır’’ mı denir?
Yahut Mesut Yılmaz gibi, meseleyi genelleştirip ‘‘Siyaset kurumu ve siyasetçiler, sorun çözme konumundan uzak gösterildiği gibi, topluma adeta sorunların kaynağı olarak takdim edilmektedir’’ demek mi gerekir?
Bu ‘‘kurumsal alınganlık’’ bizde yaygın bir hastalıktır. Nitekim bir askerden eleştirel şekilde söz etmeye görün, ‘‘orduya hakaret’’ suçlaması karşınıza çıkar. Bir filmdeki ‘‘doktor’’ kötü olamaz, ‘‘gazeteci’’ üçkáğıtçılık yapamaz. Çünkü kimse ‘‘Bizde de kötüler var’’ demez.
Şimdi Sayın Mesut Yılmaz aslında Cumhur Ersümer'e arka çıkmak uğruna ‘‘Siyaset ve siyasetçi yıpratılmak isteniyor’’ deyince o yüzden hiç de inandırıcı olmuyor.
Hem kuzum... Bu tarihe kadar bu hükümet ‘‘yolsuzlukların üstüne gitmekle’’ övünmüyor muydu?
Hadi Ecevit'i anladık. Hükümetin prestiji için kızmış görünüyor. Peki ‘‘Balina’’ operasyonunda sesi çıkmayan, ‘‘Paraşüt’’ operasyonunda keyifli görünen, ‘‘Umut’’ operasyonuna sevinen, ‘‘Buffalo’’ operasyonunda övünen Mesut Yılmaz'a ne oldu da... Cumhur Ersümer'in itibarı böyle tam teşkilat basın toplantısı yapmaya onu zorladı?
Paylaş