HANİ insanlar için denir ya, "Yedisinde ne ise yetmişinde de o’dur" diye...
Galiba kadim dostumuz (!) Almanları da değiştirmek mümkün olmayacak... Nitekim İkinci Dünya Savaşı’ndan aldıkları dersle, "demokrasi, eşitlik, insan hakları, hukuk" gibi temel değerleri bugüne kadar başarıyla uyguladıklarını düşündüğümüz sırada, tuttu eski huyları depreşti...
Ve bir zamanlar Yahudilere karşı uyguladıkları "ırkçı" politika, döndü dolaştı, Federal Meclis’in iki kanadından da geçen yeni "Göç Yasası" ile Türkler için hortladı.
Daha önce de değinmiştik ama, seçim hayhuyu içinde gürültüye gitmiş olabilir diye bu ağır suçlamayı neden yaptığımızı özetleyelim:
Biliyorsunuz Almanya’da 3 milyona yakın Türk bulunuyor. Bunlardan bir kısmı Alman vatandaşlığına geçmiş durumda.
Ama ister Alman vatandaşı olsun, ister olmasın, bir Türk eğer evlenir de eşinin de kendi yanına gelmesini isterse, bundan böyle tam anlamıyla yandı demektir.
Çünkü yeni yasa -örneğin- kocasının yanına gidecek olan eşin Almanya’ya girmeden önce "yeterince Almanca bilip bilmediğini" ortaya koyan bir sınavdan geçmesini emrediyor. Örneğin 10 yahut 20 yıl önce Alman vatandaşı olan Ahmet, tutar Türkiye’de yaşayan bir Türk kızıyla evlenirse, eşini yanına alabilmesi için Fadime’nin "dil sınavını" kazanması gerekecek. Ama aynı Ahmet, Amerika’lı, İsrail’li, Güney Kore’li bir kadınla evlenirse eşi Almanca’nın "A"sını bilmese bile, elini kolunu sallayarak Almanya’ya girecek.
Dahası... Diyelim ki Ahmet gibi sonradan değil de doğuştan Alman vatandaşı olan Hans adında biri Türkiye’den Ayşe ile evlendi ve eşini Almanya’ya götürmek istedi... Yasa bu takdirde Ayşe’nin "Almanca bilmesini" hiç de gerekli saymıyor.
Şimdi söyler misiniz? Aynı koşulları taşıyan iki insana sırf farklı ulusal kökenden geldiği için farklı işlem yapılmasını emreden yeni Göç Yasası "ırkçı" bir görüşü yansıtmıyorsa neyi yansıtıyor?
İşte bu "hukuk skandalı"nı protesto etmek için Almanya’daki Türkler kapsamlı ve örgütlü bir tepki ortaya koydular. Alman hükümetinin orada yaşayan yabancı kökenli azınlıklarla diyalog geliştirme amacıyla düzenlediği "Uyum Zirvesi"ne katılmadılar. Bir başka deyişle Federal Almanya Başbakanı Angela Merkel’in dün kendileriyle görüşme amacıyla yaptığı çağrıyı protesto ettiler.
Gerçi bu olayı izleyen Hürriyet Temsilcisi Ahmet Külahçı hem sütununda hem de toplantıda onların görüşlerini dile getirdi. Ayrıca Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat da tepkisini "Bir yerde Türk toplumunun ’DUR! demesi gerekiyordu. Biz de ’DUR!’ dedik" sözleriyle ifade etti. Ama şimdilik belli olan o ki, tepkiler Alman hükümetini ikna etmeye yetmedi.
Buna rağmen çare henüz tükenmedi. Örneğin Federal Almanya Cumhurbaşkanı’nın bu yasayı imzalamaması ve yürürlüğe girmesini engellemesi hálá mümkün. Keza yasanın Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu çok açık. Gerekirse kavga oralarda kazanılacak.