İNANILIR gibi değil... Gerçekten bir dostumuz, "Başbakan, Türkiye’deki 5 bin teröristle mücadele bitti mi? Yani bu halledildi mi (ki) Kuzey Irak’taki 500 kişiyle uğraşma safahatine gelinecek demiş" deyince, "Olamaz! Böyle bir şeyi bir ülkenin Başbakan’ı söylemez, söyleyemez" diyerek isyan ettik.
Ama doğru imiş:
Başbakan Tayyip Erdoğan dün Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yeni binasının açılış töreni sırasında gazetecilere öyle söylemiş. Gerçi "5000 ve 500 rakamları sembolik" imiş. Ama netice itibarıyla Başbakan, PKK terörü ile ilgili sorunun önce yurtiçinde çözülmesi gerektiğini savunmuş.
İyi de... Şimdi bunları söyleyen Başbakana birilerisormaz mı?
AKP’nin iktidara geldiği tarihte Türkiye’de terör durmuştu. PKK,Irak’ın kuzeyindeydi. Onların Türkiye’ye dönmelerine engel olmak sizin işinizdi. Neden olmadınız?
Bu sözlerinizle, sizden önce görev yapmış bütün başbakanları ve hükümetleri kendilerine düşeni yapmamış olmakla suçladığınızın farkında mısınız?
Şimdiye kadar sayısız defa "PKK’nın öncelikle yurtdışındaki kaynağının kurutulması gerektiğini" savunmadınız mı? ABD’den ve Irak yetkililerinden bu amaçla yardım istemediniz mi?
Beklediğiniz desteği alamayınca "sabrın da sonu vardır" demediniz mi? PKK’nın yurtdışındaki yuvalarını darmadağın etmeye hazırmışsınız gibi tehdit içeren sözler söylemediniz mi?
En vahimi, bu son sözleriniz "Biz madem ki yurtiçindeki PKK terörünü önleyemiyoruz, en iyisi bu gerçeği kabul edip yeni çözümler arayalım" anlamına gelmiyor mu?
Geliyorsa daha önceki gün "Son terörist de temizleninceye kadar mücadelenin devam edeceğini" söyleyen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’le ve Silahlı Kuvvetler’inen üst düzeydeki komutanları Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ’un aynı nitelikteki beyanlarıyla ters düşmüş olmuyor musunuz?
Sayın Başbakan yanıt vermelidir:
Eğer Irak’ta 500 gibi küçük sayılacak düzeyde PKK’lı varsa, biz neden Türkiye-Irak sınırına, yabancı kaynakların 150 bin gibi rakamlarla ifade ettikleri sayıda ve güçte kuvvet yığdık?
Keza eğer asıl mesele PKK’nın yurtiçindeki varlığını ortadan kaldırmaksa -ki bu elbet çok önemli bir görevdir- Sayın Başbakan bunu yeni mi idrak etti? En azından PKK’nın silahlı saldırıları tekrar başlattığı 1 Haziran 2004’ten beri aklı neredeydi?
Daha önce idrak ettiyse neden gerekli önlemleri bugüne kadar almadı? Örneğin, Özel Harekát Timleri gibi terörle mücadele amaç ve eğitimiyle yetiştirilmiş birlikleri neden ihmal etti?
Sayın Başbakan’ındünkü sözlerinden ve bir gün önce yine terör konusunda yaptığı tamamen boş içerikli konuşmadan anlıyoruz ki kendisi henüz, "PKK terörüyle mücadele" konusunda ne bir politika oluşturmuştur ne de bir yöntem belirlemiştir.
Nitekim dikkat ediniz, kendisine ne sorulsa hep yuvarlak laflarla yanıt vermekte, örneğin hálá "Genelkurmay Başkanı’yla gerekli gördüğü her zaman konuşmakta olduğunu" vurgulamaktadır.
Oysa onların kaç kere konuştuğuna değil, ne sonuç aldıklarına bakıyor millet...