FEDERAL Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble de kendisini ziyaret eden Almanya’daki Türk Toplumu Temsilcilerine açık bir ifadeyle, "Almanya’da (yaşayan Türk vatandaşlarının) oy kullanmasının sağlanması bizim görevimizdir. (...) Ancak Türkiye şu ana kadar bize hiçbir başvuruda bulunmamıştır. Bize başvuru yapıldığı takdirde gerekeni yaparız" dediğine göre (24 Şubat 2007 Hürriyet), geriye sığınacak bahane kalmamış demektir.
Önce duruma rakamlarla bakalım:
Yurtdışındaki yaklaşık 6 milyon Türk vatandaşından 5 milyon 200 bini Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde bulunuyor. Sırf AB ülkelerinde seçmen yaşında 2 milyon 455 bin insanımız var. Türklerin en kalabalık olduğu Almanya’da 2 milyon 710 bin Türk yaşıyor. Bunların 1 milyon 150 bini seçmen yaşında. O nedenle Almanya hayır deyince, öteki ülkelerdeki seçmenlere oy hakkı sağlamak anlamsız oluyordu. Nitekim son olarak Gerhard Schröder hükümeti döneminde bu yüzden adım atılamamıştı.
Demek ki günahın tamamı bizim politikacıların değilmiş.
Hürriyet’in 17 Şubat 2007 tarihli yurtdışı baskısının manşetinde, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in şubat içinde yaptığı Münih gezisinden dönüşte Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşürken bu konuyu açtığı bildiriliyordu. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan, "Bu konuda gerekeni yapacağız. Gerekirse Anayasa değişikliği yapacağız. Derhal Berlin Büyükelçimize gerekli girişimlerde bulunması için talimat vereceğim. (Almanlardan) Olumlu cevap alırsak, Grup Başkanvekillerimiz bir yasa tasarısı veya Anayasa değişikliği önerisi üzerinde görüşürler" demiş.
Bu konuda CHP’nin esasen istekli olduğu bilindiğine göre, geriye yasal düzenlemenin Meclis’tengeçmesi ve yeni hükümlerin gelecek seçimde uygulanmasını önleyen engellerin kaldırılması kalıyor.
Ancak "yurtdışındaki seçmenlere oy hakkını kullanma olanağı verme" laf olarak kolay ama uygulamanın o kadar kolay olmadığını baştan bilmek gerek.
Meselenin birçok boyutu var:
Örneğin, sadece Almanya’nın "evet"i ile iş bitmiyor. Öteki ülkelerde yaşayan Türklerin de oy vermesini sağlayacak kuralları koymak lazım. Öyle ya... Almanya kendi ülkesinde "sandık kurun, oyunuzu kullanın" diyebilir ama örneğin ABD’de, Avustralya’da veya Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşayan Türkler de aynı usulle oy kullanabilecek mi? Ya oradaki makamlar, "Biz sandık konulmasına izin vermeyiz" derse, o takdirde nasıl bir çözüm üreteceğinizi yasada göstermeniz lazım. Örneğin, oyları elçiliğimizde veya konsolosluğumuzda mı kullandıracaksınız, "mektupla" mı?
İyi de mektupla verilen oyun gerçekten o seçmene ait olup olmadığını nasıl bileceksiniz?
Keza verilen oylar, ilgili partinin ülke genelindeki oy sayısını ve oranını artırmakla mı kalacak? Yoksa, "yurtdışındaki Türkler milletvekilliği" söz konusu olacak mı?
Daha sorulacak çok soru, düzenlenecek çok şey var... Ama -yeri gelince yazacağımız gibi- hiçbiri çözümsüz değil.