Bay Cheney kötü yaptı

AMERİKALILARIN pratik insanlar olduğunu biliriz. Ama pratiklikleri protokol meselelerine pek yansımaz. Yani kendilerine yapılan muameleye dikkat ettikleri gibi başkalarına yaptıklarında da titiz davranırlar. Örneğin, bir kusur işleyin de bakın... Özür diletmeden yakanızı bırakmazlar.

Velakin aynı ABD'liler, Başkan Yardımcısı Mr. Dick Cheney'in 10 ülkeyi içine alan gezisinin son ayağı olan Ankara'da bu dikkati göstermediler.

Dahası... Türkiye'deki Anayasal sistemi ve var olduğundan söz ettiğimiz demokratik hukuk devleti kurallarını bile bile yok saydılar:

Mr. Cheney'in Türkiye Başbakan ve Dışişleri Bakanı'yla görüşmeyi kendi açısından yeterli saymayıp ‘‘Genelkurmay Başkanınızla da görüşmek istiyorum’’ diye ısrar etmesinden söz ediyoruz.

Bu ısrar karşısında Türk hükümetinin nezaket gösterip Mr. Cheney'in isteğine uygun bir görüşme düzenlediği biliniyor. Bu satırları sizin okuduğunuz saate kadar söz konusu görüşmenin yapılmış olması gerekiyordu.

Ortada bir ‘‘resmi’’ nitelikli gezi olmasa, ister onunla konuşsun ister ötekiyle... Hatta ahbaplığı varsa resmi temasların dışında gitsin Genelkurmay Başkanı'nın evinde kahve içsin. Ona da kimse karışmaz.

Ama Türkiye Cumhuriyeti'ni bağlayan bir konu görüşülecekse, orada Bay Cheney'in istekleri değil Türkiye Anayasası'nın koyduğu esaslar geçerli olur. Zaten Anayasa'nın 6'ncı maddesi, ‘‘Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz’’ şeklindeki hükmü de bunu söyler.

Mr. Cheney'in hükümet yetkilileriyle görüşmekle yetinmeyip ayrıca Genelkurmay Başkanı'yla görüşme yapması eğer ‘‘Türkiye'de sivil hükümetin değil, ancak askerlerin sözü geçer’’ şeklinde bir düşünceden kaynaklanıyorsa, o da Türk halkına ve Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı bir saygısızlıktır.

Böyle bir talebe 1997 yılında Basın Konseyi Başkanı sıfatıyla bir kere de biz muhatap olduk:

Merkezi New York'ta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi (Committee to Protect Journalists) Türkiye'ye bir hey'et gönderip ‘‘Hapishanedeki gazetecilerin serbest bırakılması’’ amacıyla yetkililerle görüşmek istedi. Bizimle temas kurdular. ‘‘Kampanyayı birlikte yapalım’’ dediler. ‘‘Memnuniyetle’’ dedik. Ancak Ankara'da görüşülecek yetkililerin listesini kendilerine yazınca ‘‘Bir de Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir'le görüşelim’’ dediler. Onlara, ‘‘Çevik Bir'in konuyla hiç ilgisi yok’’ dedik. Israr etmeye kalkınca, ‘‘İsterseniz siz randevu ister görüşürsünüz. Ama biz bu programa bu görüşmeyi koymayız ve ben Basın Konseyi Başkanı sıfatıyla böyle bir görüşmeye katılmam’’ yanıtını aldılar. Ve tabii kuzu kuzu razı oldular.

Demek istediğimiz, bu olayda bariz bir kusur vardır. Kusurun sahibi de ziyaret yapılan ülkenin kurallarını hiçe sayan Bay Cheney'dir.

ABD'li olmak, kusur yapmak hakkını kimseye vermez.
Yazarın Tüm Yazıları