Bağımsız yargı savaşı

YARGIYI bağımsızlaştırmak vaadiyle vatandaştan oy isteyip iktidara gelen bir parti sözünü tutmazsa, elbet siz de eleştirirsiniz biz de...

Ama yargıya müdahale eden iktidara eğer bizzat yargı, üstelik alenen ve resmen:

"Bu durum, sadece yargı bağımsızlığına karşı bir duruş, Yüksek Kurul’un faaliyetlerini engelleme, yargıya müdahale niteliği arz etmektedir" diyorsa -ki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu adına aynen bu dendi- bir iktidar için bundan daha ağır bir mahkûmiyet düşünülemez.

Tabii zerre kadar utanması olan bir siyasi iktidardan söz ediyoruz.

Konuyu biliyorsunuz:

Yargıtay’da 23, Danıştay’da 6 üyelik boş. Yasalar bu üyeliklerin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından 2 ay içinde doldurulmasını emrediyor. İktidar HSYK’nın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kafasına uygun isimler seçmesini istiyor ama HSYK’nın seçimde ona değil "liyakata" önem vereceğinden endişe ediyor. Bu yüzden HSYK’nın konuyu ele alıp görüşmesini engelliyor.

Engellemek için de elinde iki koz var. Biri HSYK gündemini Bakanlığın belirlemesi. Öteki de yasaya göre HSYK, ancak üyelerinin tamamının hazır olması halinde toplanabildiği için, Müsteşarın toplantıya girmemesi yolu.

Gündem meselesini engelleyemediler. Çünkü son toplantıda kurul kendi gündemini kendi belirledi ve 13 Mart tarihli toplantıda tuttu "20 Mart 2007 tarihinde seçim konusunu görüşmeye" karar verdi.

Bunun üzerine bakan dün Ankara’dan ayrıldı. Berlin’e gitti. Müsteşar da katılmayınca toplantı yapılamadı.

İşte yukarıdaki çok ağır suçlama, onun üzerine ve bizzat HSYK Başkan Vekili Mahmut Acar’ın ağzından çıktı.

Olayın bir boyutu AKP iktidarının "hak, adalet, hukuk tanımaz" tavrını tescil etmesi.

Bunlar "adalet"i sevmiyorlar ve güvenmiyorlar. Adaleti baskı altına almayı da o yüzden istiyorlar. Zaten yıllardır Meclis’te bekleyen bizzat Başbakan dahil birçok milletvekili hakkındaki "dokunulmazlık" dosyalarını da o yüzden ele almıyorlar. Çünkü "adaletten" korkuyorlar.

İkinci boyutu, HSYK’nın yapısı ve görevleriyle ilgili:

HSYK yasasının "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bağımsızdır" diyen üçüncü maddesinin eğer bir anlamı varsa, bu kurulun gündemini bakanlık neden belirlesin?

Kendi istediği konuyu görüşme iktidarı bile olmayan bir kurulun bağımsızlığından söz edilebilir mi? O nedenle önce bu saçmalığın -veya ona kapı açan hükmün- iptalini sağlamak gerek.

Üçüncü nokta, HSYK’nın "yargı bağımsızlığı" adına başlattığı bu yürekli ve onurlu mücadeleye tüm hukuk dünyamızın ve tüm kamuoyunun desteğini göstermesi gerek.

Bizim hukukçularımızın bağımsız adalete saygısı, Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref’in Yüksek Mahkeme Başkanı İftihar Muhammed Çaudri’yi haksız şekilde görevden almasını protesto için istifa eden yargıçlar ve Ravalpindi’de, Karaçi’de, Ketta’da, Peşaver’de, Lahor’da gösteri yürüyüşleri yapan Pakistanlı avukatlarınki kadar yok mu?
Yazarın Tüm Yazıları