CÜMLELERİ artık kulağımızın alıştığı cami hitabeti üslubuyla kurmuş ama Başbakan Tayyip Erdoğan özünde doğru söylemiş:
‘Ortadoğu’da, Kafkaslar’da son zamanlardaki gelişmelerde, mevcut terör anlayışını bizler tek tek Müslümanlar olarak telin etmek, lanetlemek durumundayız.’
Erdoğan’ın bunları dün İstanbul’da, 8’inci Uluslararası İş Forumu Kongresi’nde söylediği bildiriliyor.
Aslında sözleri bundan ibaret değil... ‘Bu yapılan teröre ‘İslami terör’ veya ‘İslamcı terör’ değil olsa olsa ‘dinci terör’ denebileceğini vurgulamış. ‘Nerede, nasıl olursa olsun öldürülen insan olduğuna göre, hepsini de biz lanetlemek durumundayız. Ve ben huzurlarınızda bunu lanetliyorum’ demiş.
Başbakan’ın bu konuşmayı yaptığı dakikalarda yabancı haber ajansları Bağdat’ın 40 km. kuzeyindeki Dijiel’de kesilmiş başları naylon torbalarla sırtlarına bağlanmış üç erkek cesedinin bulunduğunu bildiriyorlardı.
Bu satırlar yazılıncaya kadar cesetlerin yerli halktan birilerine mi, yabancılara mı ait olduğu henüz belli değildi. Ama Ürdünlü Ebu Musab el Zarkavi’ye bağlı Tevhid ve Cihad örgütü tarafından 17 Ağustos 2004 tarihinde,yere yatırılıp koyun gibi boğazı kesilerek öldürülen Türk kamyon sürücüsü Durmuş Kumdereli’nin video görüntüleri ve yayınlanan fotoğrafları henüz zihinlerdeydi.
Önce Sayın Erdoğan’ın bakış açısını benimsediğimizi belirtelim. Bu vahşete ‘İslami terör’ veya ‘İslamcı terör’ denmemesi doğrudur. Ama cinayetleri İslam adına işlediklerini bizzat failler ilan ettiklerine göre, bizim ‘Buna İslam terörü demek yanlıştır’ diye itiraz etmemiz ne işe yarar.
Kaldı ki bunlara ‘İslamcı terör’ veya ‘İslami terör’ diyenleri, dediklerinin yanlış olduğuna inandırabilmek için ‘İslam’ dünyasının da öteki insanlar kadar bu olaylara tepki göstermesi ve o tepkiyi tüm açıklığıyla ve tüm gücüyle haykırması birinci koşuldur.
Peki siz söyleyin bakalım... El Kaide dahil tüm o kategoriye giren terör örgütlerinin işlediği bunca ağır ve vahşi, bunca iğrenç cinayetleri ‘İslam’cıların gerçekten ve güçlü bir sesle kınadığına hiç tanık oldunuz mu?
İran’da biliyorsunuz her şey din adına yönlendiriliyor. Sistemin başında da Ayetullah Ali Hamaney diye en yetkili din adamı var. Bu zatın İslam adına işlenmiş bu kadar vahim terör eylemlerini kınadığını hiç duydunuz mu?
Suudi Arabistan’da namaz saatini kaçıranı din adına cezalandıran sistem, bu terör eylemlerini İslam’a uygun bulmuyorsa, onu söylemekten aciz midir?
O kadar uzaklara gitmeyin... Bizdeki yobazlara bakın. Türkiye’de cereyan edenler de dahil, ‘İslam’ adına yapılmış terör eylemlerinden bir tekini (örneğin Durmuş Kumdereli olayını) kınadıklarını anımsıyor musunuz?
O halde bunlara ‘İslam’ damgası vuran niçin haksız oluyor?