TBMM Başkanı Sayın Bülent Arınç bizi istemediğimiz bir tartışmanın içine çekti. Kendisinin yurtdışına yaptığı gezileri fazla bulduğumuzu dile getiren yazımıza belli ki çok kızmış. Nitekim Meclis Başkanı sıfatıyla bugüne kadar 40 değil 37 ülkeye gittiğini bildirdi.
Bir de yurtdışında geçirdiği günlerin 585 değil 159 olduğunu söyledi.
Önce bir düzeltme yapalım:
Sözünü ettiğimiz 585 gün, milletvekillerinin Meclis adına yaptıkları geziler toplamını ifade ediyormuş. Burada anlaşılan biz hata etmişiz. Öteki sayı yani 40 rakamı da, gazetelerde çıkan haberlere dayalı bilgiler toplanırken fark edilmeyen tekerrürden doğmuş.
Doğmuş ama söyleyin:
Bir TBMM Başkanı’nın yurtdışı gezisinin sayısı 40 değil de 37 olursa, ne fark eder? Bu yeterince gezmediği anlamına mı gelir, çok gezdiği anlamına mı?
Sayın Başkan yeni icat bir kavrama sığınıyor:
Bu geziler çok önemli olan "parlamenter diplomasi" gereği imiş. "Bu gezilerin ülkemize sağladığı faydaları sürekli görüyor"muşuz. "O nedenle aynı düzeyde ve kararlılıkla sürdürmeye devam edecekler"miş.
Sayın Başkan’ın gördüğü yararları biz de görebilseydik "Parlamenter diplomasi" sayesinde örneğin Almanya, Polonya, Litvanya Hollanda, Fransa, Rusya parlamentoları Türkiye’yi "Ermeni soykırımı yapmakla" suçlayan kararları almazdı.
Sayın Arınç dün bu sütunda yayınlanan mektubunda, sözünü ettiği "parlamenter demokrasi" faaliyeti konulu bilgilerin "herkese açık" olduğunu ve kendisinin de her yıl bütçe görüşmeleri sırasında bu konuda bilgi verdiğini ileri sürüyor.
Önce belirtelim ki bilgiler Sayın Arınç’ın dediği gibi "açık" değil. Nitekim Sayın Arınç’ın TBMM Bütçesi nedeniyle Komisyon’da yaptığı sunuma ve soruları yanıtlamak için yaptığı konuşmaya baktık. Arınç sunuş konuşmasında "TBMM kampusu içindeki 36 çay ocağının yenilendiğini; mutfakların fiziki yapılarının onarıldığını" söylemek gereğini duymuş ama sıra bu gezilere gelince bilgi vermek yerine:
"Dünyanın sorunlu bölgelerinden meclis başkanları ve siyasetçiler, Başkanlığımızdan, sorunların çözümü için politik yardım talep etmektedirler.
Japonya’dan Finlandiya’ya, Rusya’dan Cezayir’e kadar dünyanın birçok ülkesinde Meclisimiz en üst düzeyde karşılanmakta, büyük saygı görmektedir" demekle yetinmiş.
Sayın Arınç söyler mi, "gelişmiş demokrasilerdeki parlamento başkanları bu parlamenter demokrasiyi bilmiyorlar mı?" Biliyorlarsa neden o ülke senin bu ülke benim dolaşıp durmuyorlar?
Sayın Başkan bizim hem kendisine hem de TBMM’ye karşı "negatif" davrandığımızı ileri sürüyor, rakamlar veriyor, ayrıca bazılarını "övgülere boğduğumuzu" söylüyor.
Sayın Arınç’a yanlış rakam vermişler ama önemli değil. Bir gerçek var ki, TBMM’nin saygınlığını her zaman savunduk, savunuruz. O amaçla eleştiri de yaptık, yaparız. Kimseyi de "övgüye boğma" gibi bir merakımız olmadığını sanırız herkes bilir. Yanlışı eleştirilince kızanlara da aldırış etmeyiz.
Yeri gelmişken belirtelim... Bütçe Komisyonu’nda konuşurken "Meclis’in verimsiz çalıştığından" şikáyet eden de Sayın Arınç’tır, dünyanın hiçbir yerine görülmemiş bir iş yapıp Meclis için "İSO 9001" belgesi alan da...
Görüyorsunuz galiba daha parlamento kavramında bile anlaşamıyoruz.