Aranan sayı 184 mü, 367 mi?

DENİZ Baykal, "Kurban Bayramı nedeniyle tartışmalara ara verdiğini" söylese de asabi Başbakanımız öyle bayram mayram dinlemedi. Cumhurbaşkanı’ndan başlayarak önüne gelene verdi veriştirdi. Siyaset dükkánının kepenklerini açık tuttu.

O zaman da bizim son günlerin en güncel tartışmasına değinmemizde sakınca kalmadı.

Konu bilindiği gibi "Cumhurbaşkanlığı seçimini yapacak TBMM’de oturumun açılması için en az kaç üyenin hazır bulunması gerekir?" sorusuna verilen farklı yanıtlardan çıktı.

Anayasa’daki genel kural, en az 184 milletvekili hazır bulunursa oturumun açılabileceğini söylüyor. Buna karşın saygın hukuk adamı Sabih Kanadoğlu, oturumun açılması için en az 367 milletvekilinin (Cumhurbaşkanı seçecek sayının) hazır bulunması şarttır, görüşünü savunuyor. Buna uyulmadan yapılacak seçimin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilebileceğini söylüyor.

Kanadoğlu ciddi bir hukukçudur. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığı sırada hangi konuda görüş ileri sürdüyse, bizim anımsadığımıza göre hepsinden sonuç almış biridir.

Ama bu son konudaki görüş ve iddiasına katılamıyoruz.

Anımsanacaktır... Merhum Prof. Dr. Muammer Aksoy da önemli, bilgili ve ciddi bir hukukçu idi. Ama 1980 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi sırasında "erken seçim" isteyenlere karşı çıkarken "Erken seçim Anayasa’ya aykırıdır" diyerek herkesi şaşırtmıştı. O nedenle bu tür beklenmedik görüşlerin ciddi hukuk adamlarından çıkmasını yadırgamamak gerekir.

Konunun özüne girecek olursak...

Kanadoğlu, Anayasa’nın 96’ncı maddesinin "Anayasa’da, başkaca bir hüküm yoksa, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri (184 üye) ile toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından (139’dan) az olamaz" diyen hükmünü bu konuda geçerli saymıyor. O, Anayasa’nın 102’nci maddesinin, "Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu (367 üye) ile ve gizli oyla seçilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağrılır.

(...)

En az üçer gün ara ile yapılacak oylamaların ilk ikisinde üye tamsayısının üçte iki çoğunluk oyu sağlanamazsa üçüncü oylamaya geçilir, üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğunu
(276’yı) sağlayan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Bu oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde üçüncü oylamada en çok oy almış bulunan iki aday arasında dördüncü oylama yapılır, bu oylamada da üye tamsayısının salt çoğunluğu ile Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde derhal Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri yenilenir" diyen hükmünün TBMM’ye en az 367 üye ile görüşmelere başlama görevi verdiğini ileri sürüyor.

Yerimiz kalmadığı için konuya yarın devam edeceğiz. Ama noktayı koymadan belirtelim... Bu görüşü daha 1999’da, halen Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Süheyl Batum’un ortaya attığı biliniyor. Keza Erdoğan Teziç, Necmi Yüzbaşıoğlu gibi akademisyenlerin eski İstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan’ın desteklediği, buna karşılık Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün, Prof. Dr. Ergun Özbudun’un karşı çıktığı biliniyor.
Yazarın Tüm Yazıları