Paylaş
Türk sanayinin kalbi olan Marmara Bölgesi'ni vuran deprem felaketinin yaraları sarılmaya çalışılırken, TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu, bazı stratejik tesisler dışında, artık deprem bölgesine yeni sınai tesis kurulmaması gerektiğini ve ilave yatırımların da bölge dısına kaydırılması gerektiğini söyledi.
Türk sanayii sektörünün kalbinin attığı Marmara Bölgesi'ni sarsan deprem felaketinin yaraları sarılmaya çalışılırken, bundan sonra bölgede yeni sanayi tesisi kurulmasının doğru olup olmayacağı gündeme geldi. Bölgedeki sınai kuruluşlar ve ayakta kalabilen küçük işletmeler ise depremin tesislerine verdiği zararı bir an önce giderip, yeniden üretime geçmek için çaba gösteriyor.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Yücaoğlu, bölgede bundan sonra yeni tesis kurmak ya da mevcut tesislerine ilave yatırım yapmak isteyenlerin, artık başka bölgelere kaymalarının daha doğru olacağına işaret ediyor. Halen Marmara Bölgesi'nde 120 civarında büyük sanayi tesisinin önemli ölçüde zarar gördügü ve bine yakın küçük işyerinin yok olduğu tahmin ediliyor. Yücaoğlu, İzmit'teki tüm tesislerin yerlerini muhafaza edeceğini, ama yeni kapasite kurmak isteyenlerin muhtemelen bölgenin dışına çıkacaklarını söylüyor. ‘‘Marmara'da bundan sonra ancak bölge için stratejik önem taşıyan yeni tesislerin kurulmasına izin verilmeli’’ diyen Erkut Yücaoğlu ile deprem bölgesindeki sanayi tesislerinin durumunu, depremin ekonomiye olan etkilerinin yanısıra, TÜSİAD'ın bundan sonra bu konuda neler yapacağını konuştuk.
Deprem bölgesindeki sanayi tesislerinde son durum nasıl?
- Bölgedeki 100-120 fabrikanın birtakım hasarları var. Yalnız hiçbir fabrika tamamen yandı, yıkıldı diye bisey yok. Bu fabrikaların çoğundan gelen haberlere göre kimisi bir hafta, kimisi iki, kimisi belki bir ay sonra tam kapasite çalışır hale gelebileceği yönünde. Bu sevindirici... Tabi işin insan boyutu son derece üzücü. Onu aklımızdan çıkarmamızın imkanı yok. Ama oradaki ekonomik ünitelerin faaliyete geçebilmesi açısından kaybolmuş bir sanayi yok ortada. En büyük hasar gören tesisimiz Tüpraş. 200 milyon dolarlık bir hasardan sözediliyor Tüpraş'ta ve tesisin üretime geçmesinin dört ayı bulacağı belirtiliyor. Bu arada bine yakın ufak işyerinin ya yok olduğunu ya da iş yapamaz halde olduğunu biliyoruz. Kaybı olan sanayi kuruluşlarının birkaç ay içinde tekrar üretime geçebileceğine, hatta tam kapasiteye çıkabileceğine inanıyoruz. Türk ekonomisinin önemli bir kaybı vardır. Ama bu Türk ekonomisini krize sokacak boyutta değildir.
Bölgedeki işgücü kaybı nedir?
- Bölgede işgücünün yüzde 1'i hayatını kaybetmiş gözüküyor. Çalışanların yüzde 25'i de ailerinin tekrar toparlanması veya evlerinin hasar görmesi nedeniyle işlerinden uzak. Kurumları bu durumdaki çalışanlarına yeni yaşam ve konut temin etmek için ellerinden tutuyor. 'Buradan gidiyorum, çalışmıyorum' diyen aile sayısı çok az.
Deprem bölgesinde bundan sonra neler yapılması gerekiyor?
- İleriye baktığımız zaman özellikle orada yok olan konutların yeniden inşa edilmesi, altyapıların düzeltilmesi ve tamir edilmesi, sınai yapıların yapımıyla ilgili olarak ciddi bir faaliyet başlayacak. Hem devlet birimlerinin, hem mahalli idarenin, hem de özel sektörün birlikte katılacağı bu planlamayı yapmak ve projeler geliştirmek üzere çalışmalara başladık. Bunun biraz daha resmileşmesi ve netleşmesi lazım. Hálá insani boyutta yardıma koşmakla meşgul herkes. Sanayi tesislerinin, konut projelerinin ve acil ihtiyaçların karşılanmasına yönelik bir program ortaya çıkmış değil. Ciddi bir planlama ve gerçekçi projeler gerekiyor.
Bu süreçte TÜSİAD olarak nasıl bir görev almayı düşünüyorsunuz?
- Biz parayı toplayıp, sarfeden bir kurum değiliz. Bize gelen yardımların, ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını organize etmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki beş yılda birtakım idareler, enstitüler ortaya çıkacaktır. Yeni şartnamelerin, yeni teknik koşulların oluşturulması lazım. Arkasından bunları uygulamak için gereken idari tedbirler alınmalı. Buradaki deprem koşullarının baştan incelenmesi, yeni standart ve normların oluşturulması ve bunların inşaat izinlerinin düzenlenmesi ve bu yaptırımların uyulanması... İkincisi, yeniden yapılanmanın planlanması konusu. Nerede, ne kadar, ne nitelikte, ne kadar sürede, hangi teknolojiyle ev yapılacak? Bütün bunlar için kaynak nereden gelecek? Bu, işin planlaması, finansmanın sağlanması ve işin kendisinin yaptırtılması gibi üç aşamalı bir çalışma gerektiriyor. TÜSİAD bu çalışmaların her safhasında üye kuruluşlarının yanında olacak.
Bundan sonra bölgede yeni tesis kurulması doğru olur mu?
- İşin içine teknoloji boyutunun hemen sokulması gerekiyor. Ya bir enstitü kurulur ya da üniversiteler orada ayrı bir deprem merkezi açabilir. Orada bir takım yeni tesbitlerin yapılmasına ihtiyaç var. Sadece sanayi tesisleri değil, konutlar için de bu çok önemli. İzmit'te tüm tesisler yerlerini muhafaza edecek, ama yeni kapasite kurmak isterlerse muhtemelen bölgenin dışına çıkacaklar. Yeni tesis kurmak istediklerinde ya da yeni ilave yatırımlar yapmak istediklerinde başka bölgeye kaymak zorunda kalabilirler. Bir takım kuruluşların belki artık yeni kapasitelerini bu bölgenin dışına götürmeleri beklenmeli. Ya da bölgede yakın zamanda gerekli teknik analizler yapılırsa, sanayiciler yeni ilave tesislerini bölgeye yakın, ama daha sağlam zeminlere yapmayı tercih edebilirler. Bundan sonra bu yatırım kararlarının daha bir duyarlılık içinde ele alınabileceğine emin olabilirsniz. Marmara'da bundan sonra ancak bölge için stratetik önem taşıyan yeni tesislerin kurulmasına izin verilmeli. Bugün Ege'den Gaziantep'e kadar Türkiye'nin her yöresinde ciddi organize sanayi bölgeleri kuruluyor.
ERKUT YÜCAOĞLU
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Yücaoğlu, 1947 Eskişehir doğumlu. 1969'da Robert Kolej Makina Mühendisliği'nden mezun oldu. 1969-72 yılları arasında Stanford Üniversitesi'nde Endüstri Mühendisliği alanında lisansüstü ve doktora çalışmalarını bitirdi. 1973'te General Electric'in ABD ofisinde Stratejik Planlama Uzmanı olarak çalıştı. 1974'de Türkiye'ye dönerek Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nü kurdu. 1977'ye kadar bu bölümün başkanlığını yürüttü. Aynı yıl Koç Holding Planlama Koordinatörlüğü görevini üstlendi. 1979'da Koç Holding'e bağlı Türk Elektrik Endüstrisi'nde Genel Müdür Muavini oldu. 1983'de General Elektrik Türkiye Genel Müdürlüğü'nü üstlendi. 1985-1991 yılları arasında GE Yakın Doğu Genel Müdürü oldu. Aynı dönemde Eskişehir'de TEI uçak motoru tesislerinin kuruculuğunu yaptı. 1992'de GE'den ayrıldı ve havacılık, enerji sistemleri ve turizm alanlarında faaaliyet gösteren MAP-Turkuaz Şirketler Grubu'nu kurdu.
TÜSİAD deprem raporu hazırlıyor
Deprem bölgesindeki yaraların sarılması için devlete kaynak yaratıcı önerileriniz olacak mı?
- Vergi, yaratılan katma değer, ciro, kár gibi yaratılan değerlerden alınmalı. Gelir ve kurumlar vergisi gibi unsurlardan alınması planlanan ilave vergilerin çok makul bir seviyede olması lazım. Aksi takdirde ekonomiye bu ikinci bir darbe olabilir. Hiçbir şey alınmasın diyemeyiz, devlet 650 trilyonluk yeni bir harcama bekliyor. Biz vergi alarak değil, bilakis ihracatın artırılması, döviz gelirlerinin artırılması konusunda uygun bir değerlendirmeye ihtiyaç duyuyoruz. Üretim kaybının yaşanacağı bir ortamda ihracatın artılmasına dönük ek paketlere, yeni yapılanmanın koordinasyonu için iyi bir kuruma ihtiyaç var. 10 Eylül'deki TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısından sonra yapılması gerekenleri içeren proje önerilerimizi bir rapor halinde hükümete sunacağız.
Zarar ekonomiye ivme kazandıracak
Depremin ekonomiye verdiği zararın faturası hálá tartışılıyor. Siz, bu zararın 20 milyar dolar olduğunu söylüyorsunuz. Bu rakama nasıl ulaştınız?
- Felaketin insani boyutuna acil yardım şeklinde yapılan harcamalar 2 milyar dolardan aşağı değil. Günlük üretim kaybı asgari 150 milyon dolardan, bir aylık üretim kaybının bilançosu 5 milyar dolar. Uzun vadeye yayılan bazı finansman maliyetleri de 1 milyar dolar etki yapabilir ekonomiye. Bir de işin bilanço kalemleriyle ilgili kayıplar var. Bunlar varlık kaybı şeklinde 10 milyar dolarlık bir tablo arzediyor. Yok olan 10-12 milyon metrekare konutun yerine konulabilmesi ve yaşanabilir hale getirilmesi için metrekare başına ortalama 500 dolar gerekiyor. Böyle olunca 5 milyar dolarlık konut kaybı var. Bu milli geliri etkileyecek bir kayıp değil. Önümüzdeki iki yılda yerine konulacak ve ekonomik faaliyeti de kamçılayacaktır. Bölgedeki sınai tesislerden doğan kayıp ise tahmini 3.5 milyar dolar. Yol, köprü, su, elektrik, iletişim şebekelerinde doğan hasar da 3 milyar dolar. Bu 20 milyar dolar kayıp böyle algılanmalı. Türkiye'nin ekonomik performansını gerçekten etkileyecek kayıp 7 milyar dolar, kalan zarar, ekonomik performansa ivme kazandıracak varlık kaybıdır.
Bu kayıplar önümüzdeki günlerde ekonomiye nasıl etkileyecek size göre?
- Bu kayıpların ekonomiye olan etkisi bir canlanma niteliğinde geri gelecektir. Yeniden yapılanma, tesislerin yenilenmesi, konutların yeniden inşaatı, işlerinin teftişi aslında önümüzdeki günlerde ekonomiye canlılık bile getirecektir. Bu rakamlar milli gelirde 1999 da ve 2000'e sarkarak yüzde 2'lik bir azalma getirir. Bugün yüzde 1-1.5'luk eksi büyümeyle karşı karşıya kalabiliriz. Ama bu Türk ekonomisinde karşılanamayacak bir şok değildir. Bunu geçici bir ufak ekonomik durgunluk olarak görüyoruz.
Paylaş