Nurten Erk: Akbank: Kriz bize dokunmadı

Nurten ERK
Haberin Devamı

AKBANK'ın tam mali kriz sırasında göreve başlayan yeni Genel Müdürü Zafer Kurtul, ‘‘Mali krizde Akbank hiç zarar etmedi. Çünkü, biz likit bir bankayız’’ dedi. Kurtul, bankada başlatılan değişim projesi çerçevesinde, şubelerin iki gruba ayrılacağını söyledi.

TÜRKİYE'nin en büyük özel bankası Akbank'ın Genel Müdürlük koltuğuna kısa bir süre önce oturan Zafer Kurtul, 2000'in son iki ayında yaşanan mali krizde Akbank'ın hiç zarar etmediğini söyledi. ‘‘Likit bir bankayız’’ diyen Zafer Kurtul, ‘‘Özellikle haziran, temmuz aylarında bono faizleri çok düşük olunca, portföyümüzü bir miktar azalttık. Kasım, aralıkta bankanın yüksek likiditesi vardı. Faiz oranları bu kadar yükselince, bu likit portföyünün getirisi de arttı. Mali krizde Akbank'ın rakamsal olarak hiç bir zararı olmadı’’ dedi. Akbank'ta geçen yıl başlatılan Değişim Projesi'nin sürdüğüne işaret eden Zafer Kurtul, bu proje kapsamında önümüzdeki aylarda banka şubelerinin bireysel ve kurumsal olarak ikiye bölüneceğini açıkladı. Akbank'ın yeni Genel Müdürü Zafer Kurtul ile bankadaki Değişim Projesi'nden fondaki bankalara, mali krizden ekonomik programa uzanan bir yelpazede konuştuk.

Hükümetin ekonomik programda başarılı olacağına inanıyor musunuz?

- Üç yıl sürecek ekonomik programın ilk yılını tamamladık. Biz ekonomik programın başarılı olacağına ve Türkiye'de enflasyonun düşeceğine inanıyoruz. Ekonomik programın uygulama safhalarında bazı dalgalanmalar olabilir. Önümüzdeki yılda enflasyondaki düşme trendinin devam edeceğine inanıyoruz. Düşük enflasyonlu ortamda finans sektöründe önemli gelişmeler ve fırsatlar olacak. Akbank olarak bu ortamda bizi lider konumuna getirecek stratejiler ve bu stratejilerin uygulamaları üzerinde çalışıyoruz. Akbank'ın stratejisi büyümek ve verimliliği artırmaktır. Düşen enflasyon ortamında hissedarlarımıza bekledikleri özkaynak getirisini sağlayabilmemiz için büyümek, pazar payımızı artırmak zorundayız. Ekonomik dalgalanmaların Akbank'ı etkilemediğini görüyoruz. Her ortamda müşterilerimizi destekliyoruz, destekleyecek güçteyiz. Piyasa, kredi ve operasyonel risk yönetimine çok önem veriyoruz. Hisse senedi yatırımcılarımız da bunu biliyorlar. Aralık ayında hisse fiyatımız yüzde 30 arttı.

Mali krizden Akbank nasıl etkilendi, zarar etti mi?

Akbank mali krizde hiç zarar etmedi. Likit bir bankayız. Özellikle haziran, temmuz aylarında bono faizleri yüzde 32-34 oranındaydı. Portföyümüzü bir miktar azalttık, çünkü faizlerin çok düşük olduğunu düşünüyorduk. Kasım, aralıkta bankanın yüksek likiditesi vardı. Faiz oranları bu kadar yükselince, bu likit portföyünün getirisi de arttı. Getirimiz biraz arttı ama bu türlü dalgalanmaların olmamasını diliyoruz. Aktif-pasif, risk yönetimi açısından baktığınızda banka bu tür olaylara karşı çok hazırlıklı ve tedbirli. Dolayısıyla bu tip durumlar bizi etkilemiyor. Mali krizde Akbank'ın rakamsal olarak hiç bir zararı olmadı. Fonlama yapımızdan, likiditemizden dolayı bir zarar görmedik. Mali krizde, bir aktifinizdeki sabit getiri, uzun vadeli enstrümanlar, yani Hazine bonoları değer kaybediyor. Öbür taraftan elinizdeki likit aktifler nakit daha çok randıman salıyor. Bunlardan hangisi daha büyükse ona göre etkileniyorsunuz. Genel olarak baktığınızda yurtdışının Türk bankalarına bakışı ise negatif etkilendi. Artık piyasa şartları yurtdışında hepimiz için daha zor olabilir.

Yeni bankacılık ortamında nasıl bir rekabet bekliyorsunuz?

- Türkiye'de önümüzdeki 5 yılda 4-5 büyük bankanın piyasadaki payın büyük kısmına hakim olacağını öngörüyoruz. Değişim Projesi'ni de Akbank'ın bu bankalar arasında lider konuma gelebilmesi için başlattık. Tüm finansal ürünlerde yüksek pazar paylarına ulaşarak, piyasa konumumuzu güçlendirmeyi hedefliyoruz. Çok tecrübeli ve bilgili personel kadromuz var. Bankacılık dışı iştiraklerimizi 1998'de Sabancı Holding'e devrettik. Sadece bankacılık faaliyetlerine odaklandık ve kaynaklarımızı sadece buna ayırdık. Güçlü bir şube ağımız ve yüksek özkaynak yapımız var. Sabancı Holding ile çok önemli sinerjilerimiz var. Bunlar Akbank'a yeni bankacılık ortamında çok önemli rekabet avantajları sağlıyor.

Akbank'ta başlatılan Değişim Projesi nasıl yürüyor?

- Değişim Projesi'ni 2000'de başlattık. 2001 yılında hızlanarak devam edecek. Bizler için çok heyecan verici bir proje. Projenin çeşitli safhaları var. Dağıtım kanallarının daha pazarlama ağırlıklı ve müşteriye yönelik olmasını sağlıyoruz.

Akbank bundan sonra bireysel bankacılığa mı ağırlık verecek?

- Bireysel bankacılık da, kurumsal bankacılık da bizim için çok önemli. Ama bireysel bankacılıkta çok önemli bir büyüme potansiyeli var. İkinci önemli büyümeyi, küçük ve orta boy işletmelerin bankacılık işlemleriyle ilgili oluşturduğu pazarda bekliyoruz. Akbank'ın şu anda 3.5 milyon civarında müşterisi var. Birçok üründe pazarın lideriyiz, bazı ürünlerde ilk 3-4 banka arasındayız. Şube ağımızı daha fazla pazarlamaya yönelik kullanmak istiyoruz.

Şube ağı genişleyecek mi?

- Yeni ekonomik ortamda enflasyonun düşeceğine inanıyorsak kárlılığımızı koruyabilmek ve hissedarlarımıza değer yaratabilmek için büyümemiz gerekiyor. Marjlar ufaldığı zaman daha büyük bir aktif ve işlem hacmi sağlamanız gerekiyor. Büyüme stratejimizi sürdüreceğiz. Şube açmamız gereken yerde yeni şube açacağız. Alternatif dağıtım kanallarına da çok önem veriyoruz. İnternet bankacılığı, telefon bankacılığı, call centerlar çok önemli. Ama biz şubenin de pazarlama aktivitesi ve müşteriye yakınlık açısından çok önemli olduğuna inanıyoruz.

Bu yıl ne kadarlık yatırım planlıyorsunuz?

- Geçen yılki teknoloji yatırımımız 60 milyon dolardı. Bu yıl geçen yıllara oranla birkaç misli daha fazla yatırım yapacağımızı söyleyebiliriz.

Yabancıların Akbank'a ilgisi nasıl?

- Önümüzdeki dönemlerde ekonomik ortamın değişeceğini düşünürsek, Türkiye'ye yabancı banka talebinin olması doğal. Akbank, yabancı bir banka için çok önemli bir hedef. Sabancı Holding'in yabancılarla olan daha önceki evliliklerinde kazandığı başarı önemli bir avantaj. Akbank'ın şeffaf bilançosu, geniş şube ağı ve pazar payı da önemli. Türkiye'deki yabancı bankalar bugüne kadar daha çok kurumsal ağırlıklı çalıştılar ve bireysel bankacılıkta pazar payları küçük.

2001'in bankacılık açısından nasıl geçmesini bekliyorsunuz?

- Ekonomik programa inanıyoruz. Halihazırda faiz oranlarının yüksek olması bir endikasyon değil. Önümüzdeki dönem yine önemli bir düşme trendine girecek. Bankacılık sektörünün daha sağlıklı olması için gereken adımlar atılıyor, mevzuat çerçevesinde bunun devam edeceğini biliyoruz. Bu tür dalgalanmalar belli oranda öğretici de oluyor. Önümüzdeki yıl bunların sektöre faydaları olacağını düşünüyoruz.

Amacımız ikinci bir banka değil

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndaki bankaların hangileriyle ilgileniyorsunuz?

- Fondaki bankalar için başvurumuzu yaptık. İlave katkıyla sinerji yaratan bir yapı oluşturabilirsek, bu bankaları ciddi olarak değerlendirebiliriz. Bankadan ziyade, pazar payı, müşteri ve ürünleriyle ilgileniyoruz. Amaç ikinci bir banka sahibi ya da yeni bir lisans sahibi olmak değil. Bizim için müşteri porföyü ve işlem hacmi önemli.

ZAFER KURTUL

Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, 1958 Sivas doğumlu. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden mezunu. University of Wisconsin-Madison'da finans alanında yüksek lisans yaptı. 1984-1986’da Citibank İstanbul Şubesi'nde görev yaptı. 1986-1990’da BNP-Ak Dresdner Bank'ta Kredi Bölüm Başkanlığı'nı yürüttü. 1990 yılında Societe Generale Bank'ta Genel Müdür Yardımcılığı, 1995-1998’de Tekfenbank'da Genel Müdür Yardımcılığı yaptı. 1998'de Genel Müdür Yardımcısı olarak Akbank'a geçti. Aralık 2000'den itibaren de Akbank Genel Müdürlüğü'ne getirildi.

Akbank, yeni şirketler doğuruyor

Akbank'taki değişimi müşteri hissedecek mi?

- Evet, müşteri bu değişimi hem teknolojide hissedecek, hem de pazarlamada. Şubelerde daha az bürokrasi olacak. İşlerin yapılma biçimlerini basitleştiriyoruz. Bu da müşteriye çok olumlu yansıyacak. Değişim Projesi kapsamında, ‘‘Ak Ödemeler’’ diye yeni bir şirket kurduk. Bu şirket, kredi kartı işlemlerini gerçekleştirecek ve kendi call center'ı olacak. Organizasyon yapımızda iki ayrı görev tanımı yaptık. Biri kurumsal yönetim birimleri, diğeri iş birimleri... Bu iş birimleri müşterilere servis veren kár merkezleri. Ve istenirse ayrı bir şirket ya da ayrı bir banka haline dönüştürülebilir. Özel bankacılık (private banking) adıyla yeni bir departman daha kurduk. Belli bir müşteri segmentine hitab eden, onlara fon yönetimi hizmeti veren bu departman istenirse ayrı bir yapılanmaya gidebilir. İş birimleri, kararlarından, müşterilerinden, gelir-giderlerinden kendi sorumlu. Akbank'ın içinden yeni şirketler doğuyor.

Bireysel ve kurumsal şubeler ayrılıyor

Değişim şubelerde fiziki değişiklikleri de içeriyor mu?

- Şube yapılarında bir takım fiziki değişiklikler olabilir. Şu anda bireysel ve ticari müşterilere tek şubede hizmet veriyoruz. Şubeleri, kurumsal ve bireysel olarak ikiye ayırmayı düsünüyoruz. Bu iki şube daha değişik görünümde olabilirler. Bunu bir takım pilot şubelerle deneyeceğiz. Önümüzdeki birkaç ay içinde bu hızlı değişimi Akbank şubelerinde görebileceksiniz. Anadolu'daki bazı şubelerimiz birlikte hizmet verebilir. Ancak şubelerin büyük bölümü bireysel ağırlıklı şubelere dönüştürülecek.

Yazarın Tüm Yazıları