Akbank’a girerek ilk adımı attık Türkiye’de büyük fırsat görüyoruz
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
AKBANK’a ortak olan dünya finans devi Citigroup’un CEO’su Chuck Prince, "Mevcut istikrar devam ettikçe Türkiye bizim için en önemli 10 ülke arasında kalmaya devam eder. Akbank ile yaptığımız ortaklık, kendileriyle sürecek olan stratejik ortaklığımızın ilk adımını oluşturdu" dedi.
DÜNYANIN en büyük finans grubu Amerikan Citigroup CEO’su Chuck Prince, 1.5 yıl aradan sonra ikinci kez geldiği Türkiye’nin ekonomik ve politik istikrarına güvendiğini, 2006’da yapılan yatırımların meyvelerini 2007’de toplamaya başladıklarını söyledi. 100’ün üzerinde ülkede faaliyet gösteren ve yaklaşık 300 bin kişinin çalıştığı Citigroup’un CEO’su Chuck Prince, ’Çalışanlarla Dünya Turu’ toplantıları kapsamında birkaç günlüğüne İstanbul’a geldi. Bazı ülkelere hiç gidemeyen, bazılarına ise 3-4 yılda bir gidebildiğini söyleyen Prince, "Türkiye, en önem verdiğimiz ilk 10 ülke arasında" dedi. Kısa bir süre önce 3.1 milyar dolara Akbank’ın yüzde 20’sine stratejik ortak olan Citigroup’un CEO’su Chuck Prince, "Mevcut istikrar devam ettikçe Türkiye bizim için en önemli 10 ülke arasında kalmaya devam eder" dedi. "Akbank ile yaptığımız ortaklık, kendileriyle sürecek olan stratejik ortaklığımızın ilk adımını oluşturdu" diyen Citigroup’un CEO’su Chuck Prince ile Türkiye’deki yatırımlarını konuştuk.
1.5 yıl önce İstanbul’a geldiğinizde yaptığımız görüşmede Türkiye’de büyümek için banka almak gerekmediğini söylemiştiniz. Kısa bir süre önce Akbank’a yüzde 20 ortak oldunuz. Bundan sonra nasıl bir strateji izleyeceksiniz?
- Türkiye’de işimizi büyütmek ve geliştirmek konusunda çok kararlıyız. Bu bizim için çok öncelikli bir konu. Türkiye, Citigroup için dünyada en heyecan verici ülkelerden biri. 2006 yılında 30 şube açtık. Şube sayımızı ikiden fazlaya katladık. Çalışan sayımızı yüzde 50’den fazla artırdık. Üçüncüsü de burada stratejik yatırım yapma şansına eriştik. Akbank ile yaptığımız stratejik ortaklık da kendileriyle sürecek olan stratejik ortaklığımızın ilk adımını oluşturdu.
Türkiye’de stratejik ortak olarak neden Akbank’ı tercih ettiniz?
- Öncelikle Akbank itibarı olan ve hızlı büyüyen bir kurum. Ülke çapındaki konumu da çok iyi. Bunun ötesinde de aslında ben Türkiye’nin en iyi bankası olarak değerlendiriyorum. Bu kurumsal yapının ötesinde Sabancı Ailesi’ne çok büyük saygım var. Kendileriyle ortak olmanın çok büyük bir artı olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede bu ortaklık her iki taraf açısından da önemli bir fırsat.
TÜRKİYE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
100’den fazla ülkede faaliyet gösteriyorsunuz.Türkiye’yi bu ülkeler arasında nerede görüyorsunuz?
- Türkiye, Citigroup içindeki ilk 10 önemli ülkeden biri. Şu anki ekonomik istikrar devam ettiği sürece de bu ilk 10’da sürekli olarak kalmasını bekliyorum. Beklentim bu ekonomik istikrarın devam edeceği yönünde. Türkiye’nin büyüme dinamikleri de ileriye dönük olarak ilk 10’da kalmasını garanti ediyor. Bizim için Türkiye çok önemli, ben de o yüzden buradayım.
Türkiye’de yeni yatırımlarınız olacak mı?
- Türkiye’ye birkaç çeşit yatırım yapmamız olası. Öncelikle daha önce yaptığımız gibi buradaki şube ağımızı büyütebiliriz. Akbank’la birlikte yapabileceğimiz yatırımlar olabilir. Burada çok iyi fırsatlar görüyorum. Bir de, Citigroup’un Citigroup Venture Capital International (CVCI) şirketi var. Bu şirketimiz, dünyada hem yüksek derecede büyüme, hem de ekonomik ve politik istikrar gösteren ülkelere yatırım yapıyor. Bu çerçevede Türkiye’de de bazı yatırımlar yaptı. Bu yatırımların da devam edeceğini tahmin ediyorum.
Türk bankacılık sektörü mortgage için hazır
Türk bankacılık sektörü Mortgage uygulamasına hazır mı?
- Bir ülkede Mortgage piyasasının başlaması çok iyiye işaret. Piyasanın ve ekonominin artık daha sofistike bir hal aldığını gösterir. Bu piyasa yavaş başlar. Çünkü bir Mortgage kredisi vermek daha farklı bir kredi anlayışı ve altyapısı gerektirir. Aynı zamanda devletin de tapu konusundaki düzenlemeleri yapması gerekiyor. Türk bankacılık sektörünün buna hazırlandığını düşünüyorum.
Türkiye’ye ilk geldiğinizde sizi en çok ne etkilemişti?
- Türkiye’nin çok muhteşem bir ülke olduğunu düşünüyorum. En sevdiğim, en enteresan piyasalardan birisi. Sık sık gelmeye devam etmek istiyorum. Tarihsel olarak benzersiz ve önemli bir konuma sahipsiniz. Umarım bir haftalığına tatile gelirim. Takım elbise ve kravatsız, Türkleri yakından tanıma fırsatı bulurum.
Seçimden farklı iktidar çıksa da artık ekonomik politika değişmez
Türkiye’de ekonomik istikrarın devamını nelere bağlıyorsunuz? Yaklaşan seçimlerin bu istikrarı etkileyeceğini düşünüyor musunuz?
- Türkiye’de seçimlerin nasıl sonuçlanabileceğini söylemek benim açımdan ukalalık olur. Ama gerçekleştirdiği ekonomik reformların ve mali disiplinin Türkiye’ye özellikle Türk halkına büyük yararlar sağladığını düşünüyorum. Enflasyonun düşmesi gibi... Son zamanlarda Türkiye’ye gelen yabancı yatırımlarının artması da dış göstergelere yansımasını gösteriyor. Seçimlerden sonra gelen hükümetin bu çerçevede devam edeceğini düşünüyorum. Çünkü bunlar Türk insanına fayda sağlayan adımlardır. O yüzden de politika üstü konuma sahiptir. Ekonomik politikanın da aynen devam edeceğini düşünüyorum.
Akbank hissesi satılırsa bizim öncelik hakkımız var
Akbank’taki payınızın önümüzdeki yıllarda artırmanız gündeme gelebilir mi?
- Öncelikle yaptığımız anlaşmada Akbank’ın çoğunluk hissedarlarının bundan sonra herhangi bir hisse satışında öncelik hakkımız var. Anlaşmanın bu yanından dolayı çok memnunuz. Kendilerine çok büyük bir saygım olan Sabancı Ailesi böyle bir hissede karar kıldı. Bu bizim için gerçekten çok olumlu. Yüzde 20 hissedarlık konumumuz da ileriye dönük olarak bize kendileriyle başka stratejik ortaklıklar yapma fırsatını tanıyacak. Bu stratejik ortaklıklar da bizim işimizi daha iyiye götürmemize yardımcı olacak.
Büyüyen pastadan daha büyük dilim almalıyız
Türkiye’de bireysel bankacılıkta ne kadar büyümek istiyorsunuz?
- Bireysel bankacılıkta benim olmak istediğimden daha küçük bir konumdayız. Türk ekonomisi büyümeye devam ettikçe, Türk tüketicisi de bundan faydalandığı sürece bu pastanın boyutu daha da büyüyecek. Bu büyüyen pastadan dana büyük dilim almamız gerekiyor.
Türk bankacılık sektörü sağlıklı yapıya kavuşuyor
Türkiye’de bankacılık sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
- Bankacılık sektörünün içinde çalıştığı ortam daha istikrarlı bir hale geldi. Ekonomi daha kuvvetlendi. Sektörün altyapısına baktığımızda ise hem risk yönetimi, hem de teknoloji konusunda önemli ilerlemeler kaydedildi. Bu da sektörün daha da kuvvetli bir hale gelmesine yol açtı. Dış çevreden stres faktörü, ağır bir baskı oluşmuyor artık. Sektör de kendi altyapısını kuvvetlendirince ben bunu çifti fayda olarak düşünüyorum. Uzun dönemde de Türkiye’deki bankacılık sektörünün daha çekici, daha sağlam, daha sağlıklı bir yapıya sahip olacağını öngörüyorum.
CHUCK PRINCE
Citigroup’un CEO’su ve Citigroup Yönetim Komitesi Üyesi Chuck Prince, 1950 doğumlu. Los Angeles, Güney California Üniversitesi mezunu. Uluslarası İlişkiler üstüne master yaptı. Aynı üniversiteden hukuk diploması da alan Prince, Georgetown Üniversitesi’nde Hukuk master’ı yaptı. Kariyerine 1975’de U.S.Steel Corporation’da avukat olarak başladı. 1979’da daha sonra Citigroup’u oluşturacak firmalardan biri olan Commercial Credit Company’e katıldı. 1983’de Commercial Credit Company’de Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Danışman oldu. 1996’da Yetkili Başkan Yardımcısı, 2000’de İdari Yönetici, 2001’de Organizasyon’dan sorumlu yönetici (COO) oldu. 2002-2003 arasında Citigroup Global Kurumsal Bankacılık ve Yatırım Bankacılığı Bölümü’nde Başkan ve CEO olarak görev aldı. 2003’de Citigroup CEO’luğuna atandı.