Paylaş
Türkiye'de günlerdir aşıya olan ilginin azalması tartışılıyor. Sağlık Bakanlığı’nın yeni bir anlayışla, bu kanıtsama ve ilgisizliği ortadan kaldıracak yeni bir kampanya dili geliştirmesi gerektiğini söyleyenler çok. Eski tip yasakları kimse beklemiyor ama aşı ve PCR zorunluluğunun masada olduğunu biliyoruz.
Bütün bunlar yaşanırken, TBMM’den bir isyan sesi yükseldi. AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat ilginç bir mesajla sosyal medyadan yaşadığı acıyı paylaştı. Aşı karşıtlığının özellikle muhafazakâr mahallede yaygın olduğu biliniyor. İşte Polat’ın isyanı:
“Eşimin teyzesi COVID-19’dan vefat etti. Çok muhterem, imanlı, hayırsever bir hanımefendiydi. Aşı karşıtlarının etkisinde kalarak aşı olmamıştı. Şimdi içimden bu güzel insanı kandıranların yüzüne tükürüp ‘katilsiniz’ demek geliyor...”
Polat, kendisini bu mesajı atmaya götüren nedenleri ve yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bu mesajı paylaştıktan sonra aşı karşıtlarının saldırısına uğradım ama çok da destek gördüm. Her şey ortada. Aşının yüzde 80-90 koruyuculuğu var. Ya da hastalığı hafif geçirmenizi sağlıyor. Komplo teorileri, vehim ve absürt iddialarla insanların kafasını karıştırıyorlar. Aşının orta ve uzun vadede riskleri olabileceğini herkes söylüyor. Ama ölüm riskini ortadan kaldırdığı da ortada. Bunu göze alıyoruz. Dindarlık, ecel gibi konulara getirip dayandırıyorlar. Burada din anlayışında bir sakatlık var. Teyzemizin aşı olmadığını bilseydim, uğraşırdım. Bu insanların etkisiyle aşı olmamış. Çocukları da ikna edememiş. Ben doktor değilim, ama teyzemizin ölümüne neden olanlar benim gözümde katil hükmündedir.”
Buna ilişkin yüzlerce örnek yaşanıyor, Anadolu’nun birçok yerinde. Günlük aşı 150 bine düştü. Aşısı tamamlananlar yüzde 60’a zor ulaştı. Göçmenlerle birlikte yaklaşık 15 milyondan fazla kitlenin hiç aşısı yok. Ve kışa giriyoruz. Cehaletle savaş, koronavirüsle savaştan daha zor görünüyor.
EĞİTİME KAFA YORMAK
CHP’de bir süreden beri, genel başkan yardımcılarına zimmetlenmiş ‘sorunlara çözüm’ çalışmaları yapıldığını biliyoruz. Bunlardan biri de aylardır devam eden Eğitim Hakkı Çalıştayı.
Bugün Ankara’da yapılacak final toplantısına gelinene kadar, 7 bölgede 81 ilin katılımıyla eğitim sorunları konusunda talep ve öneriler alındı. CHP’nin “İkinci Yüzyılda Eğitim Hakkı Çalıştayı” başlığını taşıyan programına çok sayıda akademisyen, sendikacı, eğitimci, konuya kafa yoran herkes davet edildi.
Şimdi Ankara’da dört başlıkta Türkiye’nin eğitim sorunu masaya yatırılacak: “Eğitim Hakkı Açısından Temel Eğitim, Eğitim Hakkı Açısından Mesleki Teknik Eğitim, İkinci Yüzyılda Yükseköğretim ve İstihdam Politikaları, İkinci Yüzyılda Öğretmenlik Mesleği.”
Konu, geleceğin Türkiyesini ve gençlerini yakından ilgilendiriyor. CHP, hazırladığı eğitim dosyalarını 7 yıl sonra aralık ayının başında yapılacak Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Şûrası’na götürecek mi? İşte asıl soru bu. Çünkü CHP’de eğitimle ilgili önerilerinin değerlendirilmediği inancı hâkim. Son olarak CHP’li üyeler, TBMM Milli Eğitim Komisyonu’ndaki brifinglere bu gerekçeyle katılmama kararı aldı. MEB’in Eğitim Şûrası’nda da aynı yaklaşımın süreceği düşünülüyor. Anlaşılan CHP yönetimi, kendi önerilerini hayata geçirmek için iktidara gelmeyi bekleyecek.
Paylaş