Siyaset bunu da konuşuyor... Deniz hıyarı deyip geçmeyin

Deniz suyunu temizleyen deniz patlıcanlarının kontrolsüz avlanmaması konusu TBMM gündemine geldi.

Umut Erdem’in bilgisine göre, CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması için önerge verdi. Deniz patlıcanının, Ege’de deniz suyu için adeta bir filtre görevi gördüğü, her birinin yılda 150 tona yakın deniz suyunu süzdüğü anlatıldı. Suyun temizlenmesi ve bunun turizme katkısından söz eden Hamzaçebi, avlanmanın yasaklanmasını istedi.

Bakan Pakdemirli ise bakanlığına hem avlanması hem de yasaklanması yönünde gelen önerilerin bilimsel ve çevresel analizler ışığında değerlendirildiğini, aralıklarla avlanmasına izin verilmesinin doğru olduğuna karar verildiğini açıkladı.

Buna göre bakanlık, Aydın, İzmir ve Muğla hattındaki tüm denizlerde, deniz patlıcanı avcılığını, “deniz ekosistemin korunması, stokların muhafaza edilmesi ve sürdürülebilir olarak işletilmesi” amacıyla avlanmaya belli bir takvimle nöbetleşe izin veriyor.

Yani bakanlığın bir “deniz hıyarı eylem planı” var! Bu da iyi bir şey.

PANDEMİ ÇILDIRTTI!

Sağlık Bakanlığı’nın kurduğu, Psikososyal Destek Hattı gösterdi ki; sağlık çalışanlarının psikoloji iyi değil. 40 binden fazla sağlık çalışanı bu hatta başvurarak, kendisini iyi hissetmediği ve desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi. TBMM Sağlık Komisyonu da psikolojik sorunlar yaşayan, çocuklarını bırakacak bakıcı bulamayan, hayatları riskte olan sağlık çalışanları için kolları sıvadı.

Tüm partilerin temsilcileri, COVID-19 rahatsızlığının sağlık çalışanları için meslek hastalığı sayılması konusunda görüş birliğine vardı. Ve komisyon başkanı Recep Akdağ, ilgili bakanlarla görüşerek tüm partilerin bu konudaki ortak duruşunu ileteceğini söyledi.

Sonradan öğrendik ki; Akdağ, sadece Sağlık Bakanı değil, Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanı’yla da görüşerek, toplantılar yaptı. Hatta 4 saat süren çalışmalar yapıldı. Tüm partilerin desteklediği bu konudaki çaba ve işbirliğine tam not. Ancak yapılan düzenleme için bunu söylemek pek mümkün değil. Çünkü sağlık meslek örgütleri ve sendikaları bunun bekledikleri düzenleme olmadığını ve “sınırlı yararlanma” sağladığını belirtiliyorlar.

Çünkü sendikalar, “2330 sayılı nakdi tazminat ve aylık bağlanması” yasasına göre işlem yapılmasını istiyor. Böyle olunca erken emekliliğe hak kazanma, hayatlarını kaybedenlerin şehit sayılması, bu nedenle de eşi ve çocuklarına maaş bağlanmasını söz konusu olacak. Yapılan düzenlemede ailelere maaş olmadığı gibi, tazminatları da çalıştıkları süre ile sınırlandırılıyor. Belki haklı itirazlar, bir kez daha değerlendirilmesini sağlayabilir.

Şu anda ortada bir “yetmez ama evet” durumu var.