Paylaş
Bundan 8 yıl kadar önce, doğum sırasında TBMM’nin bahçesine sığınan ve yavrularıyla birlikte, bahçeyi mesken tutan kedi ailesiyle değişti her şey. Milletvekillerinin bahçedeki oturma gruplarının arasında gezen, yavrularını oradan oraya taşıyan kedi ailesi, bu resmi mekâna öyle bir canlılık getirdi ki tüm çalışanlar, aşcılar, kedi ailesi için seferber oldu. İsimler takıldı, bakımları yaptırıldı, veterinere götürüldü. O günden beri, Ankara’nın en güzel bahçelerinden biri olan kampus içerisinde kuşlar dışında, bir kaplumbağa, bir de kedi görmek olağan oldu.
Selahattin Sönmez’in karelerine yansıdığı gibi, bahçeye gelen ilk kedi ailesinden midirler bilinmez, TBMM’nin güzel kedileri, sonbahara veda eden bahçedeki rengârenk atmosferin altında güneşlenmeyi ihmal etmiyorlar. Sonbahar rengindeki tüyleriyle herkesin ilgisini çeken Meclis kedileri, artık bahçenin vazgeçilmezleri.
AŞININ DA VIP’Sİ OLACAK MI?
SAĞLIK Bakanlığı, bu ayın sonunda uygulanmaya başlaması beklenen COVID-19 aşılarıyla ilgili olarak öncelik gruplarını belirledi. Tıpkı grip aşısı gibi liste yapılıyor. Ancak Ankara kulislerinde, ilk etapta 10 milyon adet getirtilen ve sadece 5 milyon kişiye yapılacak aşılar için VIP ayrıcalığı olduğu konuşulmaya başlandı.
Benzer bir iddia, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy tarafından önce grip aşısı için gündeme getirilmişti. Ersoy, Sağlık Bakanlığı’na “Grip aşısı yaptırması için öncelik verdiğiniz VIP hasta listesi var mı?” diye sordu. Konu VIP listesinden açılınca, kulislerde Çin aşısı için belirlenen grupların dışında olup da aşıya ulaşanlar olduğu iddia edilmeye başlandı. Hatta şu anda Çin aşısı yaptıran siyasiler, üst düzey bürokratlar ve öğretim üyeleri olduğu iddia ediliyor.
Sadece grip aşısı ve COVID-19 testinde değil, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in iddiası gibi, Çin aşısı konusunda da VIP listesi olup olmadığına yanıt arayan muhalefet milletvekilleri var.
Bu konu önümüzdeki günlerde çok konuşulacak, bilginize.
SİYASİLERİN DİJİTAL DÜNYAYLA SINAVI
KURTLAR VADİSİ GÖNDERMESİ
SİYASETTE, daha önce pek de kafa yorulmayan bir alanda adım atmaya karar verildiğinde “Nereden yürüyeceğiz” başlıklı tartışmalar hem eğlenceli, hem de ilginç oluyor. Bunun son örneğini ilk toplantısını yapan TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda gördük.
Toplantıda anlatılanlar gösterdi ki milletvekillerinin de kafası karışık. Bir şey belli oldu: O da komisyon, sosyal medya ve TV programları üzerine analiz-sentez yapmayacak. Çalışma başlıkları, dijital platformların doğru kullanımını sağlamak, özgürleştiren ama aynı zamanda bireysel hak ve özgürlükleri koruyan öneriler sunmak, yapay zekâ gibi geleceğin önemli başlıklarını ıskalamamak olacak.
- Umut Erdem, komisyonun ilk toplantısındaki ilginç öneri ve diyalogları derlerken, konunun karmaşıklığı da bir kez daha çıktı ortaya. İşte yeni komisyonun üyelerinin dijital dünyaya bakışları:
- Ayhan Altıntaş (İYİ Parti): Biz kısıtlayıcı olmayalım. Önümüzü nasıl açabiliriz, ona bakalım. Ayrıca finansal açıdan da mesela Blockchain teknolojisi var, dijital paralar var, bu konuda ülkemizde bir regülasyon var mı? Bunları da araştıralım.
- Zeynep Yıldız (AK Parti): Yapay zekânın etik kullanımı dünyanın gündeminde. Biz burada ne kadar iç hukukumuzda bir düzenleme yaparsak yapalım, bunların uluslararası mahiyette bir izdüşümü olmadığı müddetçe yol almamız zorlaşır.
- İbrahim Ethem Sedef (MHP): Siyasi faaliyetlerimizde de dijital mecranın her alanını her birimiz kullanıyoruz. Amerikan seçimlerinde gördük. Siyasi anlamda desteklemediği bir adaya engel koyan bir sağlayıcı, acaba Türkiye’ye veya Almanya’ya farklı farklı yaklaşım mı sergiliyor?
- Deniz Yavuzyılmaz (CHP): İnternet hız testlerinin içinde Türkiye 175 ülke arasında 101’inci sırada. İnternet hızında sorun var. Türkiye’nin gündemine gelen bazı konular da ele alınmalı. Örneğin, MasterChef’te Uğur Yılmaz Deniz’in ‘tweet’ler nedeniyle diskalifiye edilmesini de konuşmalıyız.
- Başkan Hüseyin Yayman: Prensibimizi hatırlatıyorum. Dijital Mecralar Komisyonu, sosyal medya komisyonu değildir. Kurtlar Vadisi’nden esinlenerek ‘Burası insanları dinleyecek, takip edecek, yasaklayacak, engelleyecek’ gibi bir durumumuz yoktur, bu meselenin bir kez daha altını çiziyorum.
Anlaşılan komisyonun önce yolunu bulması, sonra da Türkiye’nin sağlıklı dijital geleceğine ilişkin önerilerde bulunması gerekecek.
Paylaş